Uluslararası hiçbir güvenirliği kalmayanların güvenlik stratejisi

18 Aralık 2017’de ABD Başkanı Trump tarafından ilan edilen 68 sayfalık Amerika’nın yeni Milli Güvenlik Stratejisi İİT toplantısı ve BM’nin Kudüs kararlarının gölgesinde kalsa da çok...

18 Aralık 2017’de ABD Başkanı Trump tarafından ilan edilen 68 sayfalık Amerika’nın yeni Milli Güvenlik Stratejisi İİT toplantısı ve BM’nin Kudüs kararlarının gölgesinde kalsa da çok tartışılacak.

Öncelikle stratejinin Trump’ın seçim öncesi söyledikleri ile örtüşmediğini ifade edelim. Seçim mitinglerinde “Daha Amerikancı” olacağını söyleyen Trump, kimi yorumcunun söylediğinin aksine bu belge ile içe dönük değil, derin Amerika’nın dayatmasıyla dışa yönelik bir strateji izleyeceğini ortaya koymuş oldu.

ABD, 20. Yüzyılın ortalarından itibaren BM, NATO, IMF gibi örgütlenmelerle dünyayı kendi amaçları doğrultusunda yönetmeye başladı. SSCB’nin yıkılışından sonra tek kutuplu dünyanın patronu olan ABD, saydığımız uluslararası örgütler vasıtasıyla yerküreye ipotek koymak istediyse de başarılı olamadı. Hatta uluslararası hiçbir güvenirliği kalmayan ABD güdümlü bu örgütler,  milletlerin menfaatlerine, devletlerin bağımsızlığına zarar vermeye başladı.

Bu arada SSCB’nin yıkılışı ile sarsılan Rusya yeniden toparlandı, bu toparlanmayı hazmedemeyen ABD, Çin’in önlenemeyen yükselişini ve dünya ekonomisinde olduğu gibi silahlanma konusunda da söz sahibi oluşunu “Çifte Tehdit” olarak algıladı. Bu algı ile ABD daha da saldırganlaştı ve Güvenlik Stratejisinde de belirtildiği gibi bundan böyle ABD’nin uluslararası sorunların çözümünde hard power/kaba kuvvete başvurmaktan geri durmayacağı anlaşılıyor.

Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral McMaster’ın hazırlamasında önemli rol aldığı ve Başkan Trump’ın 4 temel nokta ile açıkladığı “Ulusal Güvenlik Stratejisi”nin ilk iki temel noktası ABD’nin güvenliği, son iki temel noktası ise ABD dışında kalan dünyanın güvenliği ile alakalıdır.

Trump’ın açıklamasında yer alan 3. ve 4. temel nokta dünya için tehdit içeriyor. Mesela, “Stratejimizin üçüncü temel noktası barışı güçle korumaktır.” Bu, “Barış için savaş” felsefesinin Trump’çası demektir. Bu, ABD’nin gerektiğinde askeri gücünü, ekonomik gücünü, siyasi nüfuzunu hedef ülkeyi kendi amaçlarına uygun hale getirmek için kullanmaktan sakınmayacağı anlamına geliyor. Trump’ın, “Dördüncü temel noktamız.” dediği “Stratejimizin diğer ayağı da tüm dünyada Amerika’nın etkinliğini ve gücünü arttırmaktır.” maddesi konuyu anlamamız için yeterince açıktı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Soros'çu vakıfların kış dönemi saldırıları başladı 15 Aralık 2018 | 6.787 Okunma Deli dana Trump 15 Ağustos 2018 | 5.494 Okunma Türkiye, Türk Bandıralı ABD gemisi idi 01 Ağustos 2018 | 5.980 Okunma ABD ile iadeler sorunu 28 Temmuz 2018 | 121 Okunma Kazanırken Alman, kaybederken göçmen, ama her daim bizim Mesut Özil 25 Temmuz 2018 | 182 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar