Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder..

Benden söylemesi, karar sizin. Atalarımız söylemiş, “Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder.” Tosya’ya pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz sonra.. Kaş yapayım derken göz...

Benden söylemesi, karar sizin. Atalarımız söylemiş, “Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder.” Tosya’ya pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz sonra.. Kaş yapayım derken göz çıkartırsınız.

İnsanlar neye inanacağını şaşırdı. Birinin ak dediğine öteki kara diyor. Atomize oluyoruz. Tabi sonuçta nötralize ediliyoruz. Toplum agnostik hale getiriliyor.

Her duyduğunuza inanmayın. Fasıklar size bir haber getirdiğinde ihtiyad edin.. Her okuduğunuza, size söylenene, size gösterilene inanmayın. Sadece doktor, imam değil, biz gazetecilere, hatta okulda öğretilenlerin, politikacıların söyledikleri konusunda da dikkatli olalım. Bilmediğiniz, emin olmadığınız şeylerin peşine düşmeyin. Güvenmek güzeldir, ama kontrol etmek daha da güzeldir. 

Kafanızı kiraya vermeyin. Size doğru gibi gelen şeylerde yanlış, yanlış gibi gelenlerde doğru da olabilir.. Doğru sözlü bir adam yanlış da söyleyebilir. Yanlış bir adam, yanlış bir sözünü doğru sözlerin arasına saklayabilir.

Bakıyorum canlı yayında, telefondaki kişinin anlattıkları ile aile danışmanı, hoca efendi fetvayı yapıştırıyor. Ya hu öbür tarafı dinlemediniz ki. Telefon kapanınca, öbür tarafta kızılca kıyamet kopuyordur.

Sağlık programlarında bir uzmanın dediği ötekine uymuyor.. Herkes sözüne bir sürü delil getiriyor, kaynak söylüyor..

Yemeğe tuzla başlayıp, tuzla bitirmek dini bir gelenek. Ama bir doktor çıkıyor masalardaki tuzu toplatıyor.. Bu kişi Adana’da mı yaşıyor, İskandinavya’da mı soran yok.. Hangi tuz, onu araştırıyor musunuz. Tuz şerbeti / Şalgamı, turşu suyunu ne yapacağız şimdi..

100 yıl önce rafine şeker yoktu. O zaman o baklava, o kadayıf , künefe bu haliyle nasıl Osmanlı oluyor..

Bursa’da yerel medya Hacivat-Karagöz Yunan mı, Osmanlı mı onu tartışıyor. Ya hu 100 yıl önce, Osmanlı varken zaten Yunan da Osmanlı değil mi idi.

Bakıyorum da Hanif gelenekten pek söz eden yok. Ya hu, Hanif gelenekte 2 öğün vardı. Peygamberimiz zaten bir gün oruç tutar, bir gün yerdi. Yani Savm-u Davud yapardı. Hanif gelenekte aynı öğünde iki hayvansal gıda yemek yok. Sağ elle ve tuzla başlarız, tatlı ve meyveyi önce yeriz, iki öğün ve tek tip yeriz. Acıkmadan yemeyiz, doymadan kalkarız. Yağlı çekirdekleri kavurmadan tuzsuz yeriz. Kabuğunu yemeden hemen önce kırarız. Ama şimdi tam tersini yapıyoruz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şimdi veda vaktidir 01 Eylül 2022 | 7.647 Okunma Devlet adamına saygı 31 Ağustos 2022 | 2.131 Okunma Yasa yapmak 30 Ağustos 2022 | 893 Okunma Bana güven, gerisini merak etme sen 29 Ağustos 2022 | 3.053 Okunma Çorba sever misiniz? 28 Ağustos 2022 | 1.597 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar