Paralel akademi

Bir akademisyen arkadaşla konuşuyoruz. Üniversitelerde dönen dolapları anlatıyor. “Kaç üniversitesi var paralel yapının” dedim, kendilerine bağlı 13 üniversiteleri varmış. Etkili oldukları devlet...

Bir akademisyen arkadaşla konuşuyoruz. Üniversitelerde dönen dolapları anlatıyor. “Kaç üniversitesi var paralel yapının” dedim, kendilerine bağlı 13 üniversiteleri varmış. Etkili oldukları devlet üniversitesi sayısı daha çok.

Üniversitelerdeki ihaleler, döner sermaye işleri, bilirkişilikler, akademik yayınlar, akademik dergiler.. İntihaller, sertifika programları, akademik programlar, eşdeğerlik konusu, yeterlilik sınavları say say bitmez.

Bir arkadaş yabancı dil sınavlarına dikkat çekiyor. Bir başkası SANTEZ ve kalkınma ajasları ile ilişkilere dikkat çekiyor. Üniversitelerdeki terör eylemlerinin arkasında derin ve paralel yapının rolü olduğunu söylüyor.

Yeditepe ve GATA Çevik Bir zamanında derin yapı tarafından kullanıldı. Ecevit’in Başkent Üniversitesi’nde başına gelenleri biliyorsunuz.. Paralel kolej ve dershaneler de bu konuda kullanılmadı mı?. Aslında Amerikan kolejleri niçin geldi ise bu topraklarda, bu dershane ve okullardan beklenen de aynı şeydi...

ODTÜ, Galatasaray, Boğaziçi, Bilkent daha sonra Koç paralel yapının kuruluşu aşamasında, altyapı çalışmalarının merkez üssü gibi kullanıldı birileri tarafından. Bazı kürsülerin akademik çalışmaları içine gizlendiler. Yabancı akademisyenler ve dil öğretmenleri gibi gelip gittiler. Bazı akademisyenler misafir öğretim üyesi olarak davet edildiler.

Aslında bunları çok gizleme gereği de duymadılar. Göstere göstere yaptılar. Yabancı vakıflar gelip burada bazı STK’larla bu maksatla ortak çalışmalar yaptılar.. Daha önce Özal üzerinde çalıştılar. Özal’ı durduk yerde Evren’e danışman yapmadılar. Baradey’i niçin Sisi’ye danışman yaptılarsa, Özal’ı onun için Evren’e danışman yaptılar.

Gülen’i 60’lı yıllardan itibaren, soğuk savaştaki rolü, İran devrimi karşısındaki duruşu ile de onayladılar. Ama öte yandan sadece Nurcular üzerinden gitmek istemediler. Nurcular arasında başka grublarla da yıllardır Demirel üzerinden bir temasları vardı zaten. İkinci hedefteki kitle, Nakşilerdi. Özellikle de İskenderpaşa ile çok ilgilendiler.. İskenderpaşa Özal referansı ve Erbakan liderliğindeki harekete yakınlığı dolayısı ile önemliydi. Esat Coşan Hoca ile de temas kurmaya çalıştılar bildiğim kadarı ile. O bunu kabul etmedi. Türkiye’den niçin ayrıldı, vefatının arkasında bu konu ile ilgili bir şüphe var mı, bakmak gerek.

Bu işin arkasındaki ekip, Nurculuk ve Nakşilik hakkında çok detaylı çalışmalar yaptılar.. Din algıları, siyasetle ilgileri, insan kaynakları, eğitim düzeyleri, kendi içlerindeki aykırılıklar, hepsi biliniyordu.. Bu çerçevede RP/SP ve BBP üzerinde çalışmalar da yaptılar. Mesela derin devlet içinde, daha sonra BÇG, Ergenekon, Balyoz adını verdikleri grubun tasfiyesi için Refah-Yol’u kullanmayı planladılar ama başarılı olamadılar. Yoksa Çiller bir gecede hidayete ermiş değildi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şimdi veda vaktidir 01 Eylül 2022 | 7.647 Okunma Devlet adamına saygı 31 Ağustos 2022 | 2.131 Okunma Yasa yapmak 30 Ağustos 2022 | 893 Okunma Bana güven, gerisini merak etme sen 29 Ağustos 2022 | 3.053 Okunma Çorba sever misiniz? 28 Ağustos 2022 | 1.597 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar