Yavuz Selim Demirağ Yeniçağ Gazetesi

17-25, Diktatör ve İdrak Enfeksiyonu...

Bir dönem birkaç üniversite öğrencisi "Kenan Evren kimdir? Ressam mı?", "Yok hayır futbolcuydu" cevapları verilmişti. Yeni neslin siyah takım elbiseli gençlerine "Şevket Bülent Yahnici kimdir?" diye sormaya korkuyorum....

20 Aralık 2020 | 1.891 okunma

Bir dönem birkaç üniversite öğrencisi "Kenan Evren kimdir? Ressam mı?", "Yok hayır futbolcuydu" cevapları verilmişti. Yeni neslin siyah takım elbiseli gençlerine "Şevket Bülent Yahnici kimdir?" diye sormaya korkuyorum. Köklü Ankaralı Yahnici'nin bir sütuna sığmayacak özellikleri vardır. Musiki kültürüne, sanat birikimine konservatuar hocaları bile yetişemez. Önümüzdeki günlerde Türk Milliyetçiliğinin hafızası olan Yahnici ile siyasetin yanında kültür ve sanata dair uzun bir söyleşi sözünü okuyucularımıza verip; O'nun "17-25 Yolsuzluk Haftası" ile ilgili yolladığı yazıyı paylaşalım...

"Bugün 17 Aralık...

17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Haftasının ilk günü!..

Bugünü  ve haftayı "Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Haftası" olarak ilan edeceğimizi hep düşünüyorduk. Düşünürken de esiyorduk..."17-25 Aralık'ın hesabını sormazsam namerdim" diye haykırıyor; "17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Haftası olacaktır" diye bağırıyor; dinleyen kitleyi coşturuyor, kendimizi alkışlatıyorduk.Alkışla yanlarımız ise, kimi zaman miting meydanlarında, salonlarda halk oluyor; kimi zaman da salı toplantılarında mebuslarımız oluyordu... "Bu yediğiniz  rüşvetin,yaptığınız yolsuzluğun hesabını sormazsam namerdim; kaçsanız da kovalayacak ve sizi Yüce Divanda yargılatacağım", yollu  konuşmalar (hele bir de yüksek ses tonu ve jest/mimik tiyatrosu ile zenginleştirilmiş ise) dinleyenleri  heyecanlandırıyor; insanlar yerlerinden fırlayarak ayakta dakikalarca alkış tutuyordu.

İnsanlarımız,sıfırlanan dolarların, ayakkabı kutularındaki paraların, oda dolusu sandıklar, bavullar içindeki paraların hesabının sorulacağını zannediyor, seviniyordu. Daha doğrusu insanlarımızın bir kısmında bu yönde bir ümit ve sevinç oluşmuştu...

"Sizi 17-25 Aralık sebebiyle ve yaptıklarınızdan dolayı Yüce Divana kadar kovalayacağım..."  sözleri kaynadı, gitti, tarih oldu?... Ne mi oldu? Anlatayım... Ülkede bir seçim yapıldı... Sandık konuldu ve bizler kaybettik... Biz kim miyiz? Biz, 17-25 Aralık'ın hesabının sorulacağına inanan saflarız!... Biz, 17-25 Aralık'ın rüşvet ve yolsuzlukla mücadele haftası olarak ilan edileceğine inanan kerizleriz!... Biz,birilerinin birilerinin peşini bırakmayıp Yüce Divana kadar kovalayacağım sözüne kanan saftrikleriz!... Biz %50'nin altında kalanlarız... %50'yi aşanlar ise 17-25 Aralık'ı halı altına süpürenlerdir.17-25 Aralık'ta rüşvet ve yolsuzluk yapılmadığını düşünen zihniyet kazanmıştır. Ayakkabı kutularındaki paralardan, sıfırlamalardan, odalar dolusu döviz görüntülerinden rahatsızlık duymayanların %50'den fazla oy aldığı gün 17-25 Aralık tarihe karışmıştır... İşin acı olan tarafı bu %51'in içinde miting meydanlarında, salonlarda, Mecliste bahis konusu nutuklar atılırken heyecanla ayağa fırlayıp alkış tutanların da yer almış bulunmasıdır...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hasan Paşam ve Uğur Mumcu... 31 Ocak 2021 | 518 Okunma "Adalet yıkılırsa gökyüzü çöker!" 29 Ocak 2021 | 283 Okunma Asker Hastanesi yıkılmasın!.. 28 Ocak 2021 | 279 Okunma Kaba Milliyetçilik... 24 Ocak 2021 | 406 Okunma Uzmanlara zulüm... 21 Ocak 2021 | 333 Okunma