ANAYASA tartışmalarında hiç gündeme gelmeyen bir soruyu sormak
istiyorum:
Yeni sistem, vatandaşların ‘seçme hakkı’ konusunda ne tür
düzenlemeler getiriyor?
Bu soruyu yadırgadınız mı?
Elbette Türkiye’de 1950’den beri düzgün seçimler yapılıyor, “seçme
hakkı”nı serbestçe kullanıyoruz.
Öyle, fakat “seçme hakkı” bundan mı ibaret?
BAŞKAN YARDIMCISI?
Başkanlık sistemlerinin genelinde halk “başkan”ı ve “başkan
yardımcısı”nı seçer.
Amerika, Brezilya, Arjantin...
Asya’ya gittikçe sadece “başkan” seçiliyor. Fakat Asya ülkelerinde
demokratik kavramların da önemi azalıyor. Her neyse...
Bizde sadece “cumhurbaşkanı” seçilecek.
Yardımcılarını cumhurbaşkanı atayacak.
Cumhurbaşkanının yokluğu gibi hallerde onun bütün yetkilerini
vekaleten kullanacak olan yardımcısı, bizde “atanmış” bir kişi
olacak, “seçilmiş” bir kişi değil!
Halbuki parlamenter sistemde cumhurbaşkanına vekalet eden kişi
“seçilmiş” meclis başkanıdır.
Şimdi, Amerikan milletinin sahip olduğu “başkan yardımcısını seçme
hakkı” niye bizim milletimize verilmiyor?
BEŞ YILDA BİR DEFA!
Seçme hakkıyla ilgili çok önemli, belki daha önemli bir husus da
bizde cumhurbaşkanı ve Meclis seçimlerinin “aynı günde” ve “beş
yılda bir” yapılacak olmasıdır.
Halbuki gelişmiş demokrasilerdeki başkanlık sistemlerinde başkan ve
meclis seçimleri farklı dönemlerde yapılır... Şili ve Güney Kore’de
böyledir.
Yahut, daha yaygın olarak, hatta hemen bütün demokratik başkanlık
sistemlerinde yasama organının üçte biri için “iki yılda bir
yenileme seçimleri” yapılır.
Başkan seçimlere fazla etkili olamasın, meclis üzerinde egemenlik
kuramasın, toplumda değişen eğilimler beş yılı beklemeden meclise
yansısın gibi demokratik düşüncelerle...
Demokrasinin “denetim ve denge” ilkesini güçlendirmek
amacıyla...
Bizde ise beş yıl gibi çok uzun olan bu zaman içinde “milletimiz”
yasama ve yürütmeyle ilgili seçme hakkını hiçbir şekilde
kullanamayacaktır!