Metin Akpınar'ın Cumhurbaşkanı
Erdoğan hakkında kasti bir tahrik amacıyla dile getirdiği sözlerin
üzerinden 10 gün geçti ama o iğrenç sözlerin yankısı hâlen devam
ediyor.
Erdoğan'ı saplantı hâline getiren
güruh, Akpınar'ı canhıraş bir şekilde savunuyor, eleştiri
hakkını kullandığını söylüyor.
Söylenenleri, yazılanları ibret
ve hayretlerle izliyorum günlerdir.
Hatırlatmak için gelin o sözlerin
üzerinden tekrar geçelim:
"Kutuplaşma ve karmaşadan
kurtulmamızın tek çaresi demokrasidir. O noktaya ulaşabilirsek
kavga gürültü olmadan bu işin içinden çıkarız. Ulaşamazsak, belki
lideri ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür,
belki de başka liderlerin yaşadığı kötü sonları
yaşayabilir" diyor Metin Akpınar...
Yetinmiyor, "Rusya'ya kim yaklaştıysa
sonu ihtilal oldu. Adnan Menderes Rusya'dan randevu almıştı, bir ay
sonra ihtilal oldu. Demirel randevu aldı, ihtilal oldu. Bakalım
darısı kimin başına" diye devam ediyor.
Şimdi bu sözler basit bir
eleştiri öyle mi?
Arkadaş, siz
kafanızdaki "Ahmak Millet" düşüncesine
gerçekten inanmaya başlamışsınız ama ne siz sandığınız kadar akıllı
ne de biz sandığınız kadar aptalız tamam mı?
Bu sözler eleştiri falan
değil.
Metin Akpınar denen sanatçı
eskisi, kafasındaki düşünceyi zekice terimlerle sarıp sarmalayarak
muhataplarına sunuyor. Kötülüğü yeniden uyandırmak isteyen şerre
meyilli kişileri harekete geçirmek istiyor.
Daha önceki yıllarda etrafa
felaketler saçarak ümidi ümitsizliğe, yaşamı ölüme çevirmek
isteyenleri yeniden göreve çağırıyor. Yeni bir kıyamet çatlağı
oluşturmak isteyenlerin bu sözlerden cesaret alarak yeni bir yıkıma
hevesleneceğini çok daha iyi biliyor Metin Akpınar.
Pek çok darbenin olduğu, pek çok
siyasetçinin ortadan kaldırıldığı bir ülkede bu sözleri aklı
başında hiçbir insan kullanmaz, kullanamaz. Kullanıyorsa, belli bir
amaca yönelik kullanıyor demektir.
Gezi, 17/25 Aralık ve 15
Temmuz'da tek hedef olan, her üç darbe girişiminde de kellesi
istenen bir adamın idam edilmesini, ayağından sallandırılmasını
veya zehirlenerek öldürülmesini büyük bir iştah ve tamah ile dile
getirmek nasıl bir eleştiridir söyler misiniz?
Sizden illallah
yahu!
Sizinle
ilgili "Kaşının üstünde gözü
var" diyenleri derhâl mahkemeye vereceksiniz. Ama
siz onların inançlarına, değerlerine, sevdiklerine yakası
açılmamış küfürler edince bu, eleştiri kapsamına
girecek!
Siz; asmaktan, kesmekten,
doğramaktan bahsedince bunlar basit ve yapıcı eleştiri olacak.
Ama onlar buna karşılık "Direnir, cevabını
misliyle veririz" deyince nefret suçu işleyen,
ötekileştiren kesim olacak.
Siz meraklı kulaklara zehir
fısıldayıp darbelerden bahsederken, intikam naraları atarken
demokratik eleştiri hakkınızı kullanmış olacaksınız. Ama
onlar, "Bu ülkenin istikbaline bir kez daha kastetmeye
çalışırsanız sizin karşınıza etten kemikten yapılmış birer ecel
olarak çıkarız" deyince bunu tehdit olarak
algılayacaksınız öyle mi?
Oh ne güzel memleket
ya!
Yahu bu ülkede hakaret etmek
tehditler savurmak size tanınmış bir ayrıcalık
mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan'a söylemediğiniz ne kaldı söyler
misiniz Allah aşkına?
Şahsına, eşine, çocuklarına,
merhum annesinden kundaktaki sabi sübyanına varıncaya kadar
etmediğiniz bir tek küfür ve hakaret kaldı mı? Ona karşı
beslediğiniz niyetler her zaman kanlı oldu.
Bütün
bu yaptıklarınızın karşısında size dava açması onu
diktatör yapıyor öyle mi? Erdoğan diktatör değil ama vallahi
siz de insan değilsiniz!
Şeref, namus ve onur. Bir insanın
değeri bunlarla ölçülür. Erdoğan'a ve ona gönülden bağlı olanlara
saldırırken bu erdemleri birer birer terk ettiniz.
İnsanlıktan
çıktınız!
Gezi olaylarından bu yana akıl
sır erdirilemeyecek olaylar yaşıyoruz. 17/25 Aralık ve 15 Temmuz
darbesiyle ülkemize ve yüreğimize karşı işlenen alçak suçları
telafi etmeye çalışıyoruz.
Bir kez olsun yanımızda yer
almadınız.
Nerede bir hain, nerede bir
darbeci, nerede bir ajan varsa onu dost bellediniz de bize bir kez
destek vermediniz.
Yine vermeyin...
Ama bize acı veren alçak
suçlularla bir olup değerlerimize hakaret etmeyin. Edecekseniz
bunun yargı karşısında bir yaptırımı olacağını bilin.
Zira dünya üzerinde hiçbir insan,
onuruna, haysiyetine, değerlerine ve ülkesine küfredenleri
kayıtsızlık içinde izlemez.