"Tanrı bütün kullara, rızkını dağıtırken" diyen
işinde gücünde insanlar ekrana geliyor. "Kimi sırt üstü
yatar" bölümü çalınırken bu kez Yiğit Bulut'un göbekli
hali ekrana yansıyor.
Berat Albayrak'tan, "Kimi boşta gezerken" diye
bahsedilirken, ekrana tekrar Ahmet Davutoğlu geliyor ve
"Kul Ahmet erken kalkar, haydi ya nasip derdi"
dizeleri eşliğinde övgülere boğuluyor.
Cami görüntüleri, parklarda oynayan çocuklar ve Davutoğlu'nun Ekrem
İmamoğlu vari kucaklaşmaları. Şeyma Subaşı'nın söylediği gibi,
soğanı bile ağlatacak görüntüler...
Sonra hakaret kısmına geçiliyor.
Ertuğrul Özkök, Yılmaz Özdil, Hilal Kaplan ve şahsımın görüntüleri
ekrana geliyor. Benimle ilgili atılan ve şu anda mahkemelik olan
"Düttürü Süleyman" başlıklı bir gazete manşetini
özellikle alıp ekrana taşımışlar.
Kavgalı oldukları gazeteciler arasında sanırım en büyük karın
ağrısı olarak beni gördüklerinden olsa gerek.
Sebebini daha önce paylaşmıştım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bitirme planlarına beni de dahil
etmek...