Bir yanda kadınların vahşice öldürüldüğü, diğer
yanda sabi sübyanın istismara uğradığı, beri yanda taciz ve
tecavüzlerin peş peşe yaşandığı kapkara bir dönemden
geçiyoruz.
Her şey bir dakika içinde yaşanıyor.
Bir dakikalık sinir, bir dakikalık kıskançlık ya da bir
dakikalık şehvet uğruna her gün onlarca hayat
kararıyor.
Biz ise olan biteni sadece seyretmek ve suçu oraya
buraya havale etmekle yetiniyoruz.
Şeytan, her suçun, her günahın ortağıdır derler. Gerçek şu
ki, ortak olan sadece şeytan değil. Bizler de artık bu
cinayetlerin, bu tecavüz ve bu istismarların en
büyük ortağıyız. Çünkü bu yolun taşlarını, yaptıklarımız
ve yapmadıklarımızla biz döşüyoruz.
Hangisini saymamı istersiniz?
Bir genelev gibi çalışan bazı televizyon kanallarını evimizin
içine sokan bizleriz. Kadını kadın olmaktan çıkarıp birer seks
objesi hâline getiren yerli dizileri reyting rekortmeni yapan
kim?
Rol icabı abisinin, amcasının karısına veyahut üvey annesine
musallat olanları mı sayayım, yoksa öğretmeniyle aşk yaşayan
öğrenci rolündeki sübyan kızları mı?
Canlı yayında iki kardeşi aynı anda ayartmaya çalışan
kızların boy gösterdiği yarışma programlarına izlenme rekorları
kırdıran kim? Dizilerdeki kadın cinayetlerine ve dayak
sahnelerine ses etmeyen kim?
Okul dizilerinde dahi henüz ortaokul çağındaki kızları,
erkeklerin çereziymiş gibi sergileyen dizilerin karşısına
çocuklarımızı oturtanlar biz değil miyiz?
Dizileri, filmleri bir kenara bırakalım.
Bir taciz veyahut tecavüz olayını ballandıra ballandıra
anlatan gazeteleri para vererek alan biz değil
miyiz?
İnternet sitelerindeki tecavüz haberlerini çok matah bir
şeymiş gibi son detayına varıncaya kadar okuyan, o internet
sitesine tık kazandıran biz değil miyiz?
Hadi haberleri de bir kenara bırakalım.