Cumhurbaşkanı Erdoğan,
kendisine, "Bir Mozart bir Beethoven dinlesin. Belki
iyi gelir" diyen oyuncu Rutkay Aziz
ile “Erdoğan bir tane bira içmiş olsaydı bugün çok
daha iyi bir Türkiye olurdu" diyen Yılmaz Özdil'e
tepki göstermiş, yaptıklarının “faşistliğin dik
âlâsı” olduğunu söylemişti.
Yılmaz Özdil dün kaleme
aldığı yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerine karşılık
savunma yaptı.
Özetle diyor ki:
“Halk Arenası'nı izleyenler
bilir... Türkiye'nin, gençliğini yaşamamış tipler tarafından
yönetildiğini, kendileri yaşamadığı için başkalarının da yaşamasını
istemediklerini, bu nedenle özellikle gençlerin cendereye
sokulduğunu anlattım.
‘Bütün kalbimle söylüyorum,
en küçük bir kinaye yok, asrın liderimiz bir bira içmiş olsaydı,
bugün çok daha iyi bir Türkiye olurdu, çünkü, bunu kötü alışkanlık
veya alkol manasında söylemiyorum, bunu yaptığında kötü bir şey
olmadığını görmüş olurdu’ dedim.”
Ve ekliyor:
"İçmeye zorlamadım, teklif var, ısrar
yok."
Allah kimseyi söylediği rezil
sözlerden sonra böyle sefil bir açıklama yapmak zorunda bırakmasın.
"Yok bir de ısrar olsaydı" diyesi geliyor
insanın...
Gerçi bu ülke geçmişte ısrar
edenini de görmedi değil hani...
Erbakan Hoca dönemini
hatırlayın.
Geçmişin kudretli paşaları darbe
yapmakla tehdit ettikleri dönemin Başbakanı Erbakan'ın önüne hem de
Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı'nda zorla rakı koyuyor, basın
mensuplarına da bu görüntüyü servis ediyordu.
Şimdilerde başörtüsü takmama
önerisi yapanlar, "Zorlama yok, teklif var, ısrar
yok" diyor ama geçmişte okul önlerinde öğrencilerin
başörtülerinden ve saçlarından tutularak yerlerde sürüklendiğini de
unutmadık. Küçücük bir imkân bulsalar o günleri yeniden
yaşatacaklarına şüphe yok.
Zira, ne diyordu küfür suratlı
Mine Kırıkkanat:
"Şimdi biz mağduruz ama
elimize imkân geçtiğinde sizi yeniden mağdur
edeceğiz" diyordu değil mi?
Yeter ki fırsat
bulsunlar...
Cumhurbaşkanını ayağından
asmaktan, karanlık mahzenlerde zehirlemekten, darbe ile indirmekten
bahsedenlerin ellerine imkân geçtiğinde zorla bira içirmekten geri
duracağını sanmıyorum.
Yılmaz Özdil'in rezil savunmasına
geri dönecek olursak.
Beyefendi teklifte bulunmuş,
zorlamamış. Teklif varmış, ısrar yokmuş. Buna da faşistlik
denemezmiş!
Cumhurbaşkanı Erdoğan da ülke
nüfusunun genç kalması için, "Üç çocuk
yapın" önerisinde bulunuyordu bayım. Teklifte
bulunuyordu ama zorlama yapmıyordu.
Peki sen bu öneri karşısında ne
yapıyordun? "Diktatöre bak, kaç çocuk yapacağımıza
varıncaya kadar her şeye müdahale ediyor" diyerek
hezeyanlar içinde bağırıyordun.
Ne oldu?
Sen söyleyince bir şey olmuyor
ama Cumhurbaşkanı söyleyince faşist diktatör oluyor öyle mi? Siz ne
yaparsanız yapın laiklik ve demokrasi olacak, Erdoğan ağzını
açtığında faşist olacak öyle mi?
Bir de utanmadan hakarete
uğradığını söylüyor.
"Ben Cumhurbaşkanına çok
samimi bir öneride bulundum diye AK Partililer günlerdir bana
saldırıyor. Bana 'tezek beyinli' diyorlar.
'Kımıl zararlısı', 'çukur',
'Ebu Cehil', 'ayyaş',
'küstah', 'aşağılık
şerefsiz' diyorlar" diye isyan
ediyor.
Yok, yok bunlar hakaret değil
beyim!
Sen vakti zamanında tek suçları
AK Parti'ye oy vermek olan büyük bir kitleye neler söylüyordun
hatırladın mı?
"Göbeğini kaşıyan
adam" diyordun.
"Bidon
kafalı" diyordun.
"Makarnacı bunlar,
kömürcü bunlar" diyordun. Hatta o kadar alçakça
saldırıyordun ki oğlunu şehit veren AK Partili
babaya, oğlunu maden kazasında kaybeden aileye, "E siz
AK Parti’ye oy vererek bunu hak
ettiniz" diyordun.
Hatırladın?
Şimdi bu durumu sana şöyle
anlatayım beyim. "Yazın yediğin hurmalar, kışın seni
tırmalar" derler ya hani. Senin yaşadığın da aynen
böyle beyim. Vakti zamanında ettiğin bu hakaretler şimdi
bumerang sistemiyle sana geri dönüyor.
Bir zamanlar kapısını tokmakla
dövdüklerin, şimdi senin kapını parmakla dövüyor diye böyle
bağırmana gerek yok. Bu duruma kısaca "Men dakka,
dukka" diyorlar!
Ha bu arada...
Yazının bir
yerinde "Hitler ağzına bira sürmezdi, demokrat
mıydı?" demiş, çaktırmadan Erdoğan'la Hitler'i aynı
kefeye koymaya çalışmışsın.
Anlıyorum.
İğrenç ağzındaki çatallı dilini
kullanmadan duramıyorsun. Ama en azından Erdoğan için kullandığın o
dilini geçmiş dönemler için de kullan.
Mesela bize geçmişte Adolf
Hitler’i tebrik eden liderlerden de bahset.
Anladın?