Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik kimden kime ne şekilde
gelirse gelsin, ayağımızın bodrumundadır.
Zalimin partizanı, muhalifi veya "sendeni bendeni" olmaz. Zulüm
zulümdür, mazlum da mazlum.
Dünyanın en helal kazancı da el emeğiyle kazanılandır.
Her daim işçiden/ ezilenden yanayız. "Genç çeriler" varsın bunu
"eziklik" tesmiye etsin, biz böyleyiz.
Çünkü biz merhum Erdem
Bayazıt'ın, "Yememiştir hiç kimse / Elinin
emeğinden daha hayırlısını / diyerek / Şafak gibi alınlara terle
yazılmış / Hakkın mutlak ölçüsünü / Elbet benim işçilerim çekecek /
Emeğin kutsal direğine..." dizeleriyle büyüdük.
Geçen gün maden işçilerinin sosyal medyadan yaptıkları çağrıya
muttali olunca bunları düşündüm.
Çağrıları şu: "Sevgili sanat insanları, tiyatrocular, film
yazarları, senaristler, oyuncular, gazeteciler, Türkiye'nin sanat
ve kültür üreticileri, Eczacıbaşı 243 arkadaşımızın ceplerinden
çalınanlarla sizi finanse ediyor. Madenci çocuklarının haklarından
çalarak kültür taşıyıcısı ve koruyucusu bir sermaye grubu imajı
veriyor. / Sevgili sanat, kültür, basın camiası sizden ricamız
Eczacıbaşı'nı sıkıştırın, madencilerin tarafında durun...