Salih Tuna Yeni Şafak Gazetesi

O ‘Atatürk’ de Can’cıkla kaçtı boşuna arama Ahmet Bey

FETÖ muhibbi ve darbe teşvikçisi iddiasıyla tutuklananlardan Ahmet Altan'a çok üzülüyorum. Hele hele… “Atatürk'ü tutuyor noktasına geldim” demiş ya, inanın felaket üzüldüm. (FETÖ...

16 Kasım 2016 | 2.053 okunma

FETÖ muhibbi ve darbe teşvikçisi iddiasıyla tutuklananlardan Ahmet Altan'a çok üzülüyorum.
Hele hele…
“Atatürk'ü tutuyor noktasına geldim” demiş ya, inanın felaket üzüldüm. (FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan gazetecilerle görüşen CHP'li vekillerin hazırladığı raporda mezkur ifadesi yer alıyor.)
Üzüldüm; çünkü, “Atakürt” şeklinde çıkış yapan bir insan evladının, hepi topu üç – dört ay içerde yatmakla, mahut noktaya gelmesi, çözülmenin hazin ifadesinden başka bir şey değildir.
Üzüldüm; çünkü, elde viski bardağı ayaklarını masaya uzatmış vaziyette poz vererek, “çoluk çocuğu bırakın; ne konuşacaksanız benimle konuşun” diyerek “devlete” meydan okuduktan sonra böyle konuşmak çok acıklıdır. (Çoluk çocuk dediği Mehmet Baransu bile kaç kat daha fazla süre içerde yattığı halde böyle konuşmadı.)
Üzüldüm; çünkü, “vatanı bir kadın memesine satarım” demekten, “mevzubahis vatansa gerisi teferruattır” diyen Atatürk'ü tutuyor noktasına gelmek, evrilmek falan değildir; düpedüz psikolojik çöküştür.
Bakınız, 16 yıl mahpus damında yatan, çokluk da hücrelerde, telegram işkencesine maruz bırakılan Salih Mirzabeyoğlu, AİHM'den söz edildiğinde, “Kendimi inkâr mı edeyim” diye rest çekmişti.
“Fikrin çilesini” çekmekle, “fikrin zamparası” olmak arasındaki fark işte budur.
Ahmet Altan dış dünyaya güvenerek “beni alamazsınız” yollu efelenmiş, güvendiği dağlara kar yağınca da şappadak kendisini inkâr etme yoluna sapmıştır.
Belki de hep böyle bir karakterle maluldü, bilemiyorum.
Belki de, “Gazeteyi mi bombalayacaksınız, F – 16'ları mı göndereceksiniz” diye dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a, Taraf gazetesinin genel yayın yönetmeni olduğu dönemde meydan okuması da cesaretinin değil, FETÖ'cü F -16 pilotlarından haberdar olmasının eseriydi.
Hayır yani, o kadar cesur olsa, üç- dört ayda, “Atatürk'ü tutuyor noktasına geldim” diyecek duruma düşmezdi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
O partilerin hakkını ödeyemezler 02 Mayıs 2024 | 605 Okunma Yılmaz Erdoğan çöp mü? 01 Mayıs 2024 | 1.315 Okunma İBB Başkanı kime ‘ihanet’ etti? 30 Nisan 2024 | 4.631 Okunma Gerçek başkan kim? 27 Nisan 2024 | 291 Okunma Özgür Özel’in ‘gizli santrfor’ olarak portresi 25 Nisan 2024 | 3.237 Okunma