“İnsanın özüne ilişkin soruyu sormadan
varlığa yönelik bir soru da sorulamaz”
demişti Heidegger.
Modern zamanlarda günlük yaşamın gözleri bu soruya tamamen
kapalıdır.
“Modern bilim” buluyor buluşturuyor, yapıyor
ediyor, onlar için düşünüp onlar adına soruyor sorguluyor
nasılsa.
Halbuki…
Heidegger, “bilim düşünmez” demişti.
Şaştınız değil mi?
Hâşâ, “Kadir-i mutlak” mertebesine yüceltilen
“bilim” nasıl olur da düşünmez değil mi?
Filozofumuz bu önermesini Freibug'ta
üniversitede dile getirdiğinde herkes küçük dilini yutmuş, yer
yerinden oynamıştı.
Peki hazret ne demek istemişti?
Buyrun hep birlikte kulak verelim: “Bilim, felsefenin
'düzleminde' yol almaz. Ama buna rağmen bilim, farkında olmadan bu
düzleme tabidir. Mesela fizik, uzam, zaman ve hareket içinde yer
alır. Fakat uzam, zaman ve hareketin ne olduğunu bilim
belirleyemez. Demek ki bilim 'düşünmez'. Sahip olduğu yöntemlerle
düşünmeye muktedir değildir yani. Misal, ben fiziksel yöntemlere
başvurarak fiziğin ne olduğunu söyleyemem.