Pavlov, “zil-et-salgı” üçlemesi ile köpekler üzerinde şartlı
refleksler inşa etmişti. Pavlov’un köpekler üzerinde meydana
getirdiği şartlı reflekslerin izdüşümü günümüzde insanlar üzerinde
’ideoloji-umutsuzluk-intikam’biçiminde gerçekleştirilmektedir.
Umutsuz, iradesiz ve güce tapan insanlar ideoloji-kin ve intikam
şartlanmasıyla ölüm makinesine çevrilebilmektedir. Sonuçta onlar,
çeşitli güç odakları tarafından, iradelerine el konulmuş bir
tetikçi haline dönüşürler.
Ölmeye ve öldürmeye odaklanmış, iradesine el konulmuş tetikçi,
bütün insanlık değerlerini aşmış bir delidir. O, namludan çıkmış
kurşundur. Onu ancak bir başka namludan çıkmış kurşun
durdurabilir.
Öncelikle bu tür bir tetikçinin ya da dogmasını Tanrı edinmiş
delinin psikolojisini anlamak gerekir.
Melville’nin “Beyaz Balina” adlı eserinin kahramanı Kaptan Ahab’ın
içinde bulunduğu hâletiruhiye bu yapıyı kısmen de olsa anlatır.
Beyaz Balina, yaşlı kaptan Ahab’ın bacağını koparmıştır. Kaptan
Ahab da, uçsuz bucaksız okyanuslarda bu deniz canavarını bulmak,
onu avlamak ve öldürmek için yanıp tutuşmaktadır. Aslında kaptanın
tutkusu, balinadan kişisel öç almak, sakat kalmanın acısını
çıkarmak değildir. Beyaz Balina onun gözünde azgın bir deniz
canavarından başka bir şey olmuştur. Dünyadaki, doğadaki,
toplumdaki, insandaki bütün kötülüklerin simgesidir Beyaz
Balina.