Türkiye'nin önünde gerçekte üç temel sorun vardır: Bunlardan
birincisi pandemi diğeri ekonomi üçüncüsü de dijitalleşmedir. Dış
sorunlar olan Kıbrıs, Mavi Vatan, Libya, Suriye ve Karabağ
sorunlarının ülke çıkarına çözümü bu üç konudaki başarıya
bağlıdır.
Bu sorunların en acili ve somutu olan pandemiden başlayalım: Halk
sağlığıyla ilgili yanı bir yana pandemi bundan sonra da yeni bir
yaşam, düzen, ilişki ve sistem dayatacaktır. Bundan sonra eğitimden
sağlığa, çalışmadan tatile, seyahatten diplomasiye yaşam hiçbir
zaman pandemi öncesi gibi olmayacaktır. Bu nedenle pandemi konusunu
aşıya indirgeyerek geçiştirmek mümkün değildir. Yakın gelecekte
meydana getirdiği sorunlar bütünüyle çözülmüş olsa bile Pandemi
sürecinde edinilen alışkanlık ve tutumlar pandemi sonrasında da
sürecektir. Okulsuz eğitim, fabrikasız üretim, reissiz aile
kavramlarıyla Türkiye daha yakından tanışmak zorunda
kalacaktır.
Türkiye için ekonomi hem pandemi hem de güvenlik açısından çok
önemli bir sorundur. Hatta ekonominin Türkiye'nin en önemli sorunu
olduğunu söyleyebiliriz. Başta ABD olmak üzere Türkiye'ye diz
çöktürmek isteyenlerin "ekonominizi mahvederiz" tehdidiyle işe
başlamasının nedeni budur. Örneğin AB, Türkiye-Ermenistan,
Türkiye-Yunanistan vb. arasındaki sorunları; ABD ise Türkiye-Rusya,
Türkiye'nin PKK/PYD ile mücadelesi vd. rakip devletler lehine
çözmek için Türkiye'nin ekonomisini hedef alacağı açıktır. ABD'nin
açıkladığı, AB'nin de 'yaparım ha' diye ilan ettiği ekonomik
yaptırımların amacı da budur.
Dünya ve Türkiye yönünden dijitalleşme ise en sinsi, en soyut, en
sureti haktan görünen duyguların terörcü diktatörlüğüdür. Nitekim
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bireyi bir isim veya numaradan ibaret
gören dijitalleşmenin sonu faşizme çıkar" söylemi rastlantısal
söylenmiş bir söz değildir. Dijitalleşme kullandıklarını sananları
kullanan soyut bir tehdittir. Günümüzde bundan böyle geleneksel
kavram ve değerlerin yerini dijital değerler almıştır ve almaya
devam edecektir. Artı...