Bir bankacı dostum, doların TL karşısındaki hızlı artışı
nedeniyle, ithal ürünlerde enerji ve doğal gaz gibi ana kalemlerin
yer aldığı faturalar dışındaki, günlük ihtiyaçlara dayalı alanlarda
da tasarruf sağlayıcı yeni arayışlara girmemiz gerektiği önerisini
getirdi. Bir bankacı dostum, “Dolar fiyatının artışı konusundaki
değerlendirmelerde daha çok borçlu olanların riski ve yatırım
amacıyla döviz talebi olanlarla ilgili değerlendirmeler yapılıyor.
Enerji ve doğalgaz gibi büyük döviz ihtiyacı gerektiren alanlara
değiniliyor. Oysa günlük hayatta kullandığımız birçok bağımlı
olduğumuz ithal ürün var. Dövizin yükselişine farklı pencereden bir
de oradan bakmalıyız” diyerek bir uyarıda bulundu. Sonra,
söylediğini açarak, şu bilgiyi verdi:
“Döviz talebini daha çok kur riski olanların borçları ve yatırım
amacıyla döviz talep edenlerin durumundan bakıyoruz. Dış ticaret
realitesine baktığımızda petrol ve enerji faturalarını ele
alıyoruz. Bunlar önemli, ama konuya bir de ithal bağımlılığımızın
yüksek olduğu diğer günlük ihtiyaçlar açısından bakmamız gerekir.
Bunların büyük bölümü olmazsa olmaz durumundadır. Hele hele dış
ticaret ödemelerinin peşin ve akredite dayalı olması bu döviz
ödemelerini kaçınılmaz bir konuma getiriyor. Bir de şu var:
İhracatımızı veresiye ve zamana yayılmış şekilde yapmamıza karşın,
ithalatın ödemelerinin tümü neredeyse peşin ödemeye bağlı. Bu
zorunluluklar taşıyan tabloyu, et ithalatçıları da tohum ve
tarımsal ilaç ithalatçıları da elektirik elektronik parça
ithalatçıları da ifade ediyorlar. Günlük kullanımdaki yüzlerce
ithal ürün içinde aynı durum söz konusu. Büyük kalemli petrol ve
enerji faturalarını azalt...