Hakurk’ta toprağa gömülen Amerikan mayınıyla Teğmen Raşit
Aydın’ı ve Uzman Çavuş Mehmet Taşhan’ı şehit veriyoruz. Türk
milletinin egemenliği uğruna ve bağımsızlığı uğruna. Aynı bomba
arabalara, çöp kutularına gömülüyor, 7 kez patlıyor Kerkük
sokaklarında ve alışveriş merkezlerinde, çoluk çocuk onlarca can
daha veriyor Türk milleti.
Kerkük nere, Hakurk nere demeyin.
ABD’nin ilk hedefi İran, ama asıl hedefi Türkiye. Son iki ay içinde
en çılgın adımlarını atmaya başladı.
İran ambargosundaki muafiyetleri kaldırdı, S-400 almayalım diye
Türkiye’yi tehdit etti ve İran’ı hedef alan bir harekât için
cepheyi yine Irak’tan açacağını ilan etti.
Buna karşılık Türkiye, İran ile işbirliğini artıracağını, S-400’den
vazgeçmeyeceğini eylemli olarak ilan etti. Hem de hükümet içinden,
muhalefetten ve neredeyse bütün ana akım medyadan ABD çıkarları
için çıkan çatlak seslere rağmen...
ABD’nin bu çatlak sesler dışındaki piyonları da harekete geçti.
PKK, Barzani bölgesinin hemen kuzeyinden hem Kandil-Hakurk
hattından Türkiye’ye sızıp eylemler yapmaya başladı.
Barzani, daha önceden ‘tartışmalı bölgeler’ diye bilinen Kerkük ve
Diyala’da kaybettiği hakimiyetini yeniden kurmak için Irak merkezi
hükümeti ile nisan ayı sonlarında önemli bir görüşme yaptı. IŞİD’i
bahane ederek bu bölgelerde operasyon gücü kurmak istiyordu. Bu
gücün ilk hedefi elbette 16 Ekim 2017’de kendilerini bir gecede
Kerkük’ten süpürüp atan Haşdi Şabi ve onun arkasındaki İran-Türkiye
mutabakatı olacaktı.
Hemen diğer piyon PJAK/PKK konuştu: “ABD İran’a saldırırsa ABD’ye
yardım edeceğiz.”
Buna karşılık Türkiye Hakurk’a Pençe harekâtını başlattı. Bu
harekâtın başladığı saatlerde Irak Başbakanı Abdül Abdülmehdi
Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşüyordu.
Ertesi gün operasyon kamuoyuna yansıdı ve aynı gün Türkiye’nin
Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız “Irak ile askeri işbirliğinin ve
Ovaköy sınır kapısının önemini” anlattı.
Fatih Yıldız, Türkmenler tarafından çok sevilen, ABD ve Barzani
tarafından ise pek haz edilmeyen önemli bir diplomat.
Aynı anda Hakurk harekatının detayları ortaya çıkmaya başladı, bir
adım sonrası Kandil operasyonuydu. Kandil’in kuzeyine doğru daha
öncekilere ek olarak yeni üs bölgeleri kuruluyordu. Bu da Irak ile
işbirliği vurgusunu açıklıyordu, çünkü kuzeyden bir kara operasyonu
çok zordu, ama bu üs bölgeleri Türkiye, Irak ve İran’ın olası bir
ortak operasyonu sonrası kaçış bölgelerini tıkamak bakımından
önemliydi. Ayrıca Davutoğlu zamanında bir türlü açılmayan Ovaköy
sınır kapısı terörün ve Barzanistan’ın sonu anlamına geliyordu.
Çünkü PKK ve Barzanistan’ın en önemli geçim kapısı olan Habur
kapısını devre dışı bırakıyordu. Daha önce Zaho üzerinden Bağdat’a
ulaşan yol, bu sefer daha batıdan, Telafer üzerinden Basra’ya kadar
Türkmen bölgelerinden geçecekti.
ABD tekrar düğmeye bastı ve Barzani açıklama yaptı: “Kerkük’te Irak
ordusu ile birlikte Peşmergeler güvenliği sağlamazsa, Kerkük hiçbir
zaman güvenli olmayacak...”
Aynı günün gecesinde Kerkük’te yedi noktaya bırakılan bombalı
araçlarla 5 kişi hayatını kaybetti, çoğu kadın ve çocuk 45’ten
fazla kişi yaralandı. Herkes anladı kimin niye bu saldırıyı
yaptığını.
Ve IŞİD militanlarının Kerkük’e sızdığı haberleri gelmeye başladı.
Yani Hakurk’a cevap Kerkük’ten verildi. Hatırlarsanız birkaç ay
önce de Türkiye’ye 15 bin IŞİD teröristinin sızdığı haberlerini
okumuştuk. Neyse...
Hemen ertesi gün de haber bültenlerine ABD’nin Suriye özel
temsilcisi James Jeffrey’in Türkiye’ye geleceği haberi düştü. Eğer
bayram için el öpüp şeker toplamaya değilse, yeni bir tehdit
mektubunu, yeni bir pazarlık teklifini getirmek için geldiği
besbelli.
Bence istediği şekeri alamayacak!
BİR TERSLİK VAR
Mesela CHP, HDP ile ittifak yaptı değil mi, AKP de hemen
Öcalan’ın mektubunu piyasaya sürdü, MHP sessizlikle destekledi.
CHP ise hemen ‘’Kürtçe için yasal düzenleme yapılsın’’ diye bir
çıkış yaptı. Karşılığı Diyanet İşleri Başkanı’na Yenikapı
meydanında toplu namaz kıldırmak oldu. Gericilik yarışı gibi.
Burada bir terslik yok mu?
Tunceli Belediyesi Dersim kalkışması yapmayı denedi, Vatan Partisi
hemen tepki gösterdi, yargıya gitti, ama ne AKP ne CHP ve İyi
Parti’den bir tek ses duyduk. Neden bu suskunluk?
MHP’den çıkan belli belirsiz homurdanmayı da CHP’den Özgür Özel
‘’Dersim ile hiçbir sorunumuz yok’’ diye savuşturdu.
Yeni askerlik yasası Türk Ordusu’nun düzenini temelden
değiştiriyor, savaşma ve seferberlik gücümüzü çok zayıflatıyor,
ordumuzu profesyonelleştiriyor. Bu kadar tehdidin ortasında 130 bin
asker terhis olacak. Ama buna da hem CHP, MHP ve İyi Parti’den,
tıpkı HDP’den olduğu gibi ses seda yok. Bir terslik yok mu?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz ve HDP milletvekili Garo
Paylan, ‘’S-400 alımının ertelenmesini’’ istedi. Sonra Milli
Savunma Bakanı ‘’Daha önce S-400’lerin gelişi için Haziran
demiştik, S-400 almaktan vazgeçmedik ama bu biraz daha sarkabilir’’
dedi. Rusya açıklama yaptı: ‘’Teslim tarihinde gecikme olmayacak’’
Bu işte de bir terslik yok mu?
HANKE KAHRAMANLARI