Yıl: 2007. Kasımın son günleri...
Yer: Paris
Ekibimiz, dönemin çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İzmir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, dünyada çok saygın bir yere sahip
bilim adamlarımızdan Harvard’da kürsü sahibi Prof. Dr. Gökhan
Hotamışlıgil, Fransa’nın en çok okunan yazarlarından, kökleri
İzmir’e dayanan Marc Levy, yüksek bürokratlar, işadamları ve
gazetecilerden oluşuyor.
Gerek yayıldığı alan ve ziyaretçi sayısı, gerekse açık kalma süresi
açısından dünyanın en büyük organizasyonu olan EXPO’yu düzenleyen
Uluslararası Sergiler Bürosu’nun Paris’teki merkezinde İzmir’imiz,
Milano ile birlikte görücüye çıkacak.
İzmir mi, Milano mu?
İzmir’in seçtiği “Herkes İçin Sağlık: Daha İyi Bir Yaşam İçin Yeni
Yollar” başlıklı temaya karşılık Milano’nun teması “Gezegenimizde
Beslenme: Yaşam için Enerji”.
Fransız Devrimi’nin 100. yılında Paris’te Eyfel Kulesi ile birlikte
kapılarını açan EXPO, bugüne kadar hep Avrupa, Amerika ve
Uzakdoğu’da yapılmış. İtalya’da daha önce 3 kez düzenlenmiş.
İzmir’in en büyük şansı, şimdiye kadar hiç bizim coğrafyada
yapılmamış olması...
Ama bizim hevesimiz kursağımızda kalıyor; ipi göğüsleyen Milano
oluyor.
Papa’nın mesajı
EXPO 2015 önceki gün Milano’da “Gezegenimizde Beslenme: Yaşam için
Enerji” temasıyla açıldı. Kent merkezine 15 kilometre uzaklıkta
kurulan fuar alanında aralarında Türkiye’nin de olduğu 147 ülkenin
standı var. Açılış törenine Vatikan’dan canlı video konferansla
bağlanan Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus EXPO’yu,
“dayanışmanın küreselleşmesi” olarak tarif etti.
Zaten biz de Barilla Gıda’nın Yönetim Kurulu Başkanı Güneş Karababa
ile hafta içinde bir araya geldiğimizde uzun uzadıya, EXPO 2015’te
147 ülkenin imzasına açılacak olan Milano Protokolü’nü
konuşmuştuk.