Savaşların, çatışmaların, müdahalelerin olmadığı bir dünya ne yazık ki gerçekleşmesi zor bir ütopya. İnsanlar bilinen tarihleri boyunca birbirlerini öldürmüşler, bir araya gelip örgütlü bir şekilde yaşamaya başladıkları zamandan bu yana da savaşmışlar. Savaşmak için haklı ya da haksız bir gerekçe mutlaka bulmuşlar. Savaşı insani hale getirmeye, hatta yasaklamaya çalışanlar olmuş ama başarıya ulaşamamış.
Savaşın neden çıktığına ilişkin de çok çalışma ve araştırma
yapılmış. Kimileri insan doğasına, kimileri sistemin anarşik
yapısına, kimileri de devletin niteliğine bağlamış. Savaşlar
olmasın diye güç dengeleri korunmaya çalışılmış, örgütler kurulmuş,
silahsızlanma çare olarak düşünülmüş, ticaret artarsa savaş çıkmaz
denmiş, hukuktan medet umulmuş ancak hiç biri savaşların
çıkmamasını sağlamaya yetmemiş.
Gücü gücü yetene, yeteceğini zannettiğine bir şekilde saldırmış
veya müdahale etmiş. Yetmeyen de yöntem olarak terörü seçmiş. Güç
kullanımı ya da güç tehdidi yoluyla istediğini alma veya yaptırma
dünya siyasetinin en tanımlayıcı özelliği olmuş. Bu nedenle de
herkes, tüm devletler kendini bir şekilde güvence altına alacak,
caydırıcı olmasını sağlayacak imkanlar edinmeyi...