Yıllardır "hasret" kaldığımız kurban bağışı tartışması başladı.
Ancak bu seneki mevzu "balık da kesebilir miyiz" türünden öneriler
değil. Konu, kurban vekâletlerinin ve bağışlarının kime verileceği
üzerine.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu bayram Kızılay'a vekâlet verdi. Başbakan
Yıldırım ve ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu da...
Vakıflar da işin peşini bırakmıyor elbette, çünkü meblağ çok büyük.
Ancak kurban bağışı alma noktasındaki çabanın tek motivasyonu para
değil. Mevzu, kimi çevreler için meşruiyet meselesi de. Zira
yardımları organize ederek ayakta duran ciddi bir vakıf bürokrasisi
var.
İçlerinde işini layığıyla yapanlar da var. Ne var ki işleri zor.
Zira bu alanda yaşanan skandallar ve yardım talep eden kimi
çevrelerin karanlık ilişkilerinin ortaya çıkması vatandaşın aklını
karıştırdı.
Nasıl karışmasın ki, çoğu zaman hangi vakfın ya da derneğin,
kiminle ilişkisi olduğunu devlet bile yıllar sonra "öğrenmiyor"
mu?
Örneğin Fetullahçı teröristler bile Avrupa'da kurban bağışı
kampanyasına başlamışlar. Elbette "Kimse yok mu" gibi herkesin ne
halt olduğunu anladığı derneklerle değil yeni isimlerle piyasaya
çıkıyorlar. Dün Anadolu Ajansı geçtiği bir haberde Belçika'daki bu
"taşeron" derneklerden bazılarının isimlerini açıkladı.
Aman dikkat! Sevaba girmek için dişinizden tırnağınızdan
artırdığınız paraları verdiğiniz kurbanlıklarınız, teröristlere,
karanlık dolandırıcılara, din simsarlarına kurban gitmesin.