Alman Federal Meclisi'nde onaylanan 1915 kararı sonrasında
fikirlerimi çeşitli mecralarda birçok kez ifade ettim
Son olarak Habertürk'te parlamento kararları peşinde koşmanın
"siyasi dilencilik" olduğunu söyledim.
Bunlar son karar üzerine oluşturduğum düşünceler değildi. Daha ben
doğmadan yaşanan, devam eden ve edecek olan bir ağır mesele bu.
AGOS'ta Hrant Dink bana bir köşe verdiğinden beri de değişik
vesilelerle kamuoyuna bu görüşlerimi aktardım.
Mesela hatırlıyorum, ikibinli yıllarda, hem ABD Temsilciler
Meclisi, hem de Fransız Parlamentosu'nda benzer yasalar gündeme
gelmişti.
Hrant Dink "Neye karşı çıkıyoruz" adıyla bir makale yazmıştı; şöyle
diyordu:
"Dünyanın üçüncü ülkelerinin parlamentolarında, bir ulusun 85 yıl
önce yaşamış olduğu tarihi bir dramın bugün güncel politikanın
malzemesi yapılmasına,
o talihsiz insanların varlığını devam ettirmeye çalışan bugünün
torunları olarak daha ne kadar izin vereceğiz? Bu gündeme alışların
arkasında onların
kendi politik ve gündelik ulusal çıkarlarının bulunduğu, son yasa
tasarısı nedeniyle bir kez daha ispatlanmadı mı? Fransa'daki de
aynı çıkar ilişkisine
dayanmıyor mu? Yani şimdi bizler daha ne kadar bu geçmiş dramımızın
helikopter ihalelerinde, seçim arenalarında veya üçüncü ulusların
çıkar hesaplarında
sermaye yapılmasına izin vereceğiz, yapılmasına önayak olacağız?
Böyle mi ödeyeceğiz atalarımıza olan borcumuzu? Böyle mi ispat
edeceğiz atalarımıza olan
bağlılımızı?
Ermeni dünyasının artık bu soytarılığın farkına varmasının zamanı
gelmedi mi?"