Hrant Dink cinayetinin dokuz yılda aydınlatılmamış,
aydınlatılamamış olması, kendi başına büyük bir sorun. Dolayısıyla,
bu konunun böyle açık bir yara olarak kalması da onu suistimallere
açık hale getiriyor.
Bu dokuz yıl maalesef böyle geçti. Ama artık yeni tecrübelerimiz,
bilgilerimiz var. Ve bu tecrübeler artık davanın aydınlatılması
için de büyük fırsatlat sunuyor. Bu nedenle bazı önemli risklere
dikkat etmek gerekli.
Birincisi, bu cinayet ve ardından gelen dava süreçlerinin
araçsallaştırılmasıdır.
Buna, Hrant Dink'i önemseyen, gerçekten onun anısına ve adaletin
yerine gelmesini isteyen herkesin dikkat etmesi lazım. Bu partiler,
siyaset üstü bir mesele olmalı, gündelik, konjonktürel çekişmelere
malzeme edilmemeli, hele hele insanların kişisel hesaplarına,
öfkelerine, intikam veya rövanş isteklerine malzeme
edilmemelidir.
Salı günü Meclis Genel Kurulu'nda Hrant Dink anısına yaptığım
konuşmada bunun altını özellikle çizdim. Hem Meclis Başkanvekili
Sayın Pervin Buldan'ın açılış konuşmasında, hem de daha sonra söz
alan CHP ve HDP'li vekillerin Dink'le ilgili konuşmalarında,
değerli yönler olduğu kadar, araçsal akılla bu cinayete yaklaşan
bölümler de vardı.
Mesela; Hrant Dink cinayeti, PKK'nın özellikle Güneydoğu'da
işlediği cinayetleri meşrulaştırmak üzere araçsallaştırılamaz.
Yalandan bir Dink güzellemesi yaptıktan sonra, Dink cinayetini
işleyen zihniyetin bugün aynı pratiği Güneydoğu'da uyguladığı
türünden değerlendirmeler, doğrudan Hrant Dink'in anısına,
düşüncesine yapılmış en büyük saygısızlıktır. Hrant Dink'in Kürt
sorunu ile ilgili yazılarını önlerine koyarsak çok mahçup olurlar.
Dink, şiddeti kategorik ve amasız olarak reddetmiş, devrimci halk
savaşı gibi yöntemleri mahkum etmiştir.
Hrant Dink, 1128 akademisyenin bildirisinde zuhur eden zihniyet ile
illiyet kurulacak da son kişidir. PKK'nın ayaklanma ve sivil,
çocuk, asker, polis öldürme vahşetini, “Kürt halkını devlete karşı
koruma” olarak nitelendiren bir zihniyet, asla Dink'in adı
kullanılarak sevimlileştirilemez. Özellikle kendisini Dink'e yakın
gören kişilerin, kendi ideolojik saplantılarını, hayata, bir siyasi
harekete, hatta kendilerine karşı olan öfkelerini Dink'in anısına
yansıtmaları, hatta onu cinayet davasına karıştırmaları en büyük
saygısızlıktır.