AK Parti, güçlü bir şekilde çıktığı Kongre'sinden sonra, 1 Kasım
genel Seçimleri'nde yarışacağı listeleri de YSK'ya teslim ederek
startını verdi.
Mensubu olduğum bu hareketin listesinde olmak benim için gurur
verici bir olay. Başta Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu olmak üzere,
takdir gösteren herkese teşekkür ediyorum. Düşünsenize, 20
milyonluk bir ailenin 550 adayı arasına giriyorsunuz. Tarihe yön
veren bir hareketin parçası olmak, değerini bilen bir insan için
eşsiz bir mutluluk kaynağı.
Ancak, benden geride, son sıraya kadar yer alan arkadaşlarımın
hepsinin ve listelere giremeyenlerin bu göreve benden daha layık
olduğunu düşünüyorum. Bunu lafın gelişi söylemiyorum, yüreğimde
hissediyorum. Bu teşkilatı tanıdım, bu büyük ailenin her ferdinin
ne büyük özveriyle bu davaya gönül verdiklerini, baş koyduklarını
gördüm.
Seksenli yıllarda çocuk, doksanlı yıllarda ise gençtim. Yenilgi,
ümitsizlik, karamsarlık, yeis benim karakterime tersti. Ama devlete
ve ülkeme baktığımda bunların baskın olduğunu görüyor ve
kederleniyordum. Kahir ekseriyet, “Bu ülke düzelmez, bizden adam
olmaz” kanaatini taşıyordu. Sokaklarda yükselen sadece çöp dağları
değildi, ümitsizlik ve kendine güvensizlik yürekleri ele
geçirmişti. Ben buna isyan ediyordum.