Pazartesi yeni bir dönem başlıyor. 100 yıllık yakın tarihle,
derin bin yıl buluşup geleceğe yürünecek. Yeni siyasal sistemin
belki de en önemli yanı bu tarihsel buluşmayı sağlaması. Böylece
yürütmede hızlı karar alma, yasama ve yargıyı güçlendirme bir yana,
tarihsel bir kopuşa son verilmiş olacak.
Süreçte Türkiye, kendi tarihsel kodları üzerinde yürüyen bir ülkeye
dönüşecek.
Bu bir anlamda "Ortak Vatan" ekseninde laik-dindar, Türk-Kürt
sosyolojileri arasında da yeni bir sentezin işareti...
Dünyadaki küresel sıkışma nasıl seyreder bilinmez ama Türkiye yeni
sistemle yeni bir yolculuğa çıkıyor. Temeli sağlam atılırsa, sadece
bizim için değil dünya için de yeni bir deneyim ve model olacak.
İlk adımı pazartesi Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemin töreninden sonra
atacak.
Önce 16 yeni bakan açıklanacak. Sonra başkanlıklar, kurullar ve
ofislerin kimlerden oluşacağını, bürokrasideki derin değişimi
göreceğiz. En merak edileni ise yeni bakanlar...
Önce şu tespitin altını çizelim, Yeni dönemde Bakanlar Kurulu'na
"teknisyen" veya "uygulamacı" demek daha doğru bir yaklaşım. Ama
aynı zamanda da siyasi uygulamacılar.
Çünkü siyasi bir programı hayata geçirecekler. Sistemin ruhu gereği
"teknokrat" değil, "siyasi teknisyen" denebilir.
Mesela geçmişte gördüğümüz Kemal Derviş'vari bir teknokrat
olmayacak, klasik bürokrat da olmaması gerekiyor.
Olası isimler arasında öncelikle eski bakanların adı geçti. Ancak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün net bir açıklama yaptı:
"Bakanlarımız artık eskisi gibi olmayacak.
Şimdi artık partili olmayan bakanlarımızla bir kabine
oluşturuyoruz." Bu yaklaşımdan anlaşılan, bakanların partili
kimliklerinin olmaması. Böylece günlerdir adları yazılan, Bekir
Bozdağ, Berat Albayrak, Süleyman Soylu, Abdulhamit Gül, Mevlüt
Çavuşoğlu ve Ahmet Arslan gibi devletin ana omurgasını oluşturan
bakanlıkları iyi bilen bu isimleri en azından bir süre milletvekili
olarak izleyebiliriz.
Bu isimler olmazsa kimler olur? Kulislerde o kadar çok isimden söz
ediliyor ki... Ama önce konuşulan en çarpıcı değişime ve isme
değinelim. Değişimin adresi TSK, isim de Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hulusi Akar. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı yardımcılarından
birinin Akar olacağı öngörülüyor.
Eğer Akar oraya geçerse boşalacak koltuğa da Kara Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral Yaşar Güler'in getirileceğine kesin gözüyle
bakılıyor. Ama en sürpriz isim onun yerine kimin getirileceğinde...
Sıkı durun, bu isim 24 Haziran seçim sürecinde CHP adayı Muharrem
İnce'nin haksız biçimde "Apoletini sökeceğim" diyerek eleştirdiği
2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel... Temel, Kara
Kuvvetleri Komutanı yapılarak bir anlamda İnce'ye de cevap verilmiş
olacak.
Şimdi gelelim yönetimde adı geçen yeni isimlere... Sırayla gidelim.
Eski Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı, eski bakanlardan Naci
Ağbal, Ömer Çelik ve Egemen Bağış'ın farklı bir görevle yeniden
değerlendirilmesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve başdanışman Mehmet
Uçum'un bakan olma ihtimalleri yüksek. Bürokrasiden de adı geçen
çok sayıda isim var. Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay, İçişleri
Bakanlığı Müsteşarı Muhterem İnce, Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf
Tekin, Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, TAI Genel
Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil ve TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam...
İş dünyası ve sivil toplum örgütlerinden de şu isimler öne çıkıyor:
Nail Olpak, Mehmet Büyükekşi, Abdurrahman Kaan, TÜRSAB'ın yeni
başkanı Firuz Bağlıkaya, Denizbank CEO'su Hakan Ateş, Turkcell'in
CEO'su Kaan Terzioğlu, Boydak Holding CEO'su Alpaslan Baki
Ertekin...
Elbette hiç hesapta olmayan başka isimleri de göreceğiz ama
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu tercihi değişmeyecek sanıyorum; eski
yeni sentezi...