Türkiye'nin son yıllarda dış politikası üzerinde yoğun
tartışmalar yaşandı. Sadece ateş çemberine dönüşen çevremizle
ilgili değil, ABD'den AB'ye, Rusya'dan Çin'e ve Arap ülkelerine
uzanan ülkeler ve birliklerle ilişkilerimizde geçmişle
kıyaslanmayacak yeni bir durum söz konusu ve ciddi gelgitler
yaşanıyor.
Aslında bu gelgitleri bütün dünya ülkeleri az çok yaşıyor. Bir
anlamda yeni bir dünya kuruluyor, ittifaklar oluşuyor. Bu süreçten
doğal olarak en çok etkilenen ülke Türkiye. Küresel güçlerin Arap
Baharı hesabı, İslam'a yaklaşımları ister istemez Türkiye'yi bu
hesabın içine çekiyor. Kuşkusuz Türkiye, geçmişle kıyaslanmayacak
daha aktif yeni bir dış politika izliyor. "Dünya 5'ten büyüktür"
teziyle bütün şimşekleri de üzerine çekiyor.
Geçmişin içe dönük siyaseti yerine dinamik bir siyaset izlenmesi,
dışarıdan tepki aldığı gibi iç siyaset odaklarınca da eleştirildi.
Peki, sokaktaki insan ne diyor? Sorunun cevabını Kadir Has
Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi verdi. Vatandaşa göre,
son dönemde hükümetin izlediği dış politikada olumlu bir değişim
var. Diğer bütün verilere bakıldığında da vatandaşın süreci, bir
kısım aydın ve medya mensubundan daha objektif ve doğru
değerlendirdiği görülüyor.
Türkiye'ye en yakın dost ülke Azerbaycan ama en büyük tehdit ise
önceki yıllara göre değişmiş. Yüzde 66.5'le ABD ilk sırada. Aslında
bu yeni değil, ABD hep birinci sıradaydı, şimdi ise açık ara önde.
Bunu bugün PKK-PYD ile ittifakı daha da hızlandırdı.
Vatandaşın dış politika sürecini dikkatli izlediğinin en çarpıcı
örneğini ise Rusya- Türkiye ilişkilerinde görüyoruz. Rusya ile
ilişkilere olumlu bakan sokaktaki insan, bu ülkeyle daha çok
enerji, turizm ve ekonomi alanında ilişkinin geliştirilmesini
istiyor. İttifak meselesine ikinci planda bakıyor.
Şu soru çok net: Sizce Türkiye kaç yıl sonra AB'ye tam üye olacak?
Hiçbir zaman yüzde 81.3... 2013'te yüzde 46.7 olan bu rakam neden 4
yıl sonra yüzde 81'e ulaştı? AB Parlamentosu bu konuyu araştırsa
insanlığın geleceğine daha anlamlı katkı sunar.