ABD'de Donald Trump'ın başkan seçilmesiyle birlikte müthiş bir
siyasi savaş başladı.
Bunun iki siyasi ekol, cumhuriyetçiler ve demokratlar arasındaki
iktidar kavgasını çok aşan bir boyutu var.
Aslında kimin neyi temsil ettiği tam anlaşılmış değil. Eski- yeni
sermaye sınıfları arasındaki bir kavga mı yoksa müesses nizam ve
elit bürokratik güçlerle yeni sağın kavgası mı bilinmiyor. Ama şu
biliniyor, bu kavga sert başladı, sert geçecek ve hesaba katılmayan
sonuçlar çıkma ihtimali de yüksek.
Bunun nedeni de sadece Trump iktidarına karşı toplumsal bir tepki
olması değil, kavganın daha derinlerde, devlet içinde yaşanıyor
olmasıdır.
İşte ABD devletinin derinlerinde süren bu kavganın ilk raundunda
Trump ilk ağır darbeyi aldı. Kadrosunun en önemli ve kilit ismi
Mike Flynn önceki gün istifa etti.
Bu sıradan bir istifa değil. İç ve dış siyasetle ilişkili olduğu
gibi, özel olarak Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Flynn'ı
istifaya, Rusya Büyükelçisi'yle ABD ambargosu üzerine konuşması ve
o konuşmanın FBI tarafından kayda alınıp sızdırılması götürdü.
Burada da iki önemli ayrıntı var. Birincisi ülke yasalarına göre
yetkili olmayan herhangi bir ABD vatandaşının, ABD ile ihtilafı
bulunan yabancı devletlerin davranışlarını değiştirmek amacıyla
iletişim kurmasının suç sayılması.
Bir siyasi aktörün Rusya büyükelçisine "ambargoyu hafifletebiliriz"
demesi suç sayıldığı gibi, böyle bir konuşmanın inkâr edilmesi de
suç.
İkinci önemli ayrıntı ise istihbarat örgütlerinin herkesi
dinlemesi... Özellikle bu durum, ABD gibi küresel bir güç içinde,
seçimle gelenlere bu kadar kısa sürede sonuç alıcı bir darbe
indirildiğini gösteriyor. Bu da Trump iktidarının tehlikede
olduğunun işareti. Yani Trump iktidarının uzun ömürlü olmayacağı
söyleniyor.