Türkiye'de çok partili hayat 1946'da başladı. Geçtiğimiz
günlerde eski AB Bakanı Egemen Bağış, Aydın Üniversitesi'nde
"Türkiye'de seçimler ve siyasi söylemler" başlıklı bir sunum yaptı.
Sunumda 1946'da başlayan ve bugüne kadar iyi kötü devam eden sandık
deneyimimizin 72 yıllık serüveni vardı.
Tek parti döneminden çıktığımız 1946 seçimlerinde iki parti
yarıştı;
CHP ve Demokrat Parti. CHP seçime, "Atatürk ve İnönü Cumhuriyet
Halk Partisi'nin başlarıdır onlara oy verelim" sloganıyla girmişti.
DP ise ilk kez çok etkili bir slogan kullandı: "Yeter söz
milletin..." Seçimi CHP kazandı.
İlk gizli oy verme ve açık sayımın yapıldığı seçimlerin tarihi ise
14 Mayıs 1950'ydi.
O seçimlere DP yine "Yeter söz milletin" sloganıyla çıktı ve tek
başına iktidara geldi.
İlk erken seçim 1957'de yapıldı. Bu seçimde başka ilkler de vardı.
İlk kez ev toplantıları yapıldı ve çok yoğun biçimde bayrak, afiş
ve el ilanları kullanıldı.
Bu seçimde DP, "Nurlu ufuklara doğru, Dağlar yol, viraneler bağ
oldu" sloganlarını kullanırken, CHP'nin şu sloganı ilginçti: "Nal
mıhı, penisilin, marangoz malzemesi, peynir, et, lastik, göz camı
yok". Seçimi yine DP kazandı.
27 Mayıs darbesinden sonra yapılan 1961 seçimlerine CHP ve DP'nin
yerini alan Adalet Partisi (AP) Yeni Türkiye Partisi ve
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi katıldı.
CHP birinci çıktı ama tek başına iktidar olamadı, koalisyon
kuruldu.
Seçim söylemlerindeki çeşitlilik açısından en ilginç seçim 1965
seçimiydi. İlk kez seçim şarkıları kullanıldı. AP'nin başında
Süleyman Demirel vardı. Antikomünist bir propaganda yürüttü ve "Ana
davamız su ve yol" sloganıyla toplumun karşısına çıktı. CHP ise ilk
kez "Ortanın Solu"ndan söz ediyor ve "Milli Petrol"ü
sloganlaştırıyordu. Seçimi AP kazandı.
Bu seçimi ilginç kılan Türkiye İşçi Partisi'ydi. TİP, seçimlere
"Göz nuru, alın teri" sloganıyla girdi ve 15 milletvekili
kazandı.
12 Mart muhtırasından sonra yapılan 1973 seçimi de bir dönüm
noktasıydı. O seçimlerde CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, güçlü bir
siyasi aktör olarak ortaya çıktı. "Karaoğlan" lakaplı Ecevit'in
"Toprak işleyenin su kullananındır, Vurguna, soyguna, sömürüye son"
sloganlarıyla seçmende büyük heyecan yarattı ve seçimlerden birinci
parti çıktı.
AP ise Boğaziçi Köprüsü'nü öne çıkartırken, MHP "Kızıl eşkıyayı MHP
ezer" diyordu. Bu seçimlerin kilit partisi ise Necmettin Erbakan'ın
MSP'siydi.