ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un görevden alınıp, yerine
CIA Başkanı Mike Pompeo'nun getirilmesi özellikle Ortadoğu'da
taşları yerinden oynatacak gibi görünüyor.
Şimdi de gelenin gideni aratıp aratmayacağı herkesin merak konusu.
Çünkü Mike Pompeo ABD yönetiminin en şahinlerinden...
İsrail'e yakınlığı ve Türkiye'ye mesafeli duruşu bilindiği gibi
Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve İsrail eksenli Ortadoğu'daki yeni
ittifakın da en ateşli destekçilerinden.
Ancak şu da bir gerçek; asker kökenli olan ve CIA başkanlığı yapan
Pompeo Türkiye'nin bölgedeki gücünü en iyi bilen isimlerden
biri...
Ayrıca Pompeo, Tillarson'un giderayak yaptığı şu tespitin de
farkında: "Suriye'de ve Irak'ta yapılması gereken daha çok şey var.
Müttefiklerimiz olmadan bunları başaramayız" Şimdi merak edilen
soru şu;
Pompeo'nun gelişi Türkiye'yle ABD arasında yaşanan derin krizin
aşılmasını mı sağlayacak yoksa derinleştirecek mi?
Bugüne kadar söylediklerine ve Ortadoğu'daki büyük fotoğrafa
bakınca gelecek pek parlak görünmüyor. Özellikle Pompeo gibi şahin
ABD'lilerin "İslam radikalizmi" gerekçesiyle İran'a, Müslüman
Kardeşler'e ve Hamas'a sıcak bakmadıkları bu nedenle de Türkiye'ye
güvenmedikleri çok açık.
Ancak NATO üyesi ve 70 yıllık Türkiye'yi nereye koyacakları
konusunda net değiller.
Bu noktada merak edilen, Pompeo'nun Türkiye'yi özellikle
ilgilendiren Suriye'de PKK-PYD'yle ilişkileri sürdürüp
sürdürmeyeceği ve Pennsylvania'daki FETÖ elebaşını korumaya devam
edip etmeyecekleri...
Pompeo'yu iyi tanıyan Türkiye'den bir uzman şöyle diyor:
"Pompeo'yla Tillerson'un en önemli farkı Pombeo, hem sahayı iyi
biliyor hem de siyaseten güçlü. Oysa Tillerson sahayı bilmediği
gibi siyaseten de güçsüzdü.
Kendi bakanlığına bile hakim olamadı.
Bu değişim, Ortadoğu'daki genel sorunları aşmada bir fırsat sunmasa
da Türkiye'nin terör örgütleri PKK ve FETÖ meselesini halletmesinde
bir şans olabilir." Acaba olabilir mi? Doğrusu ABD'nin Suriye'de ne
yapacağı henüz net değil. Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak
Pompeo'nun gelişiyle daha sert ve etkin bir siyaset izleyeceği
bekleniyor. İşte bu noktada ABD, Türkiye gerçeğini ne kadar hesaba
katacak ve son dönem siyasetiyle yüzleşecek mi?
Bu sorunun cevabını bilen isimlerin başında CIA Başkanı Pompeo
geliyor.
Türkiye'ye negatif bakmasına, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra
twitler atmasına rağmen ilk ziyaretini Türkiye'ye yapan Pompeo, o
ziyarette, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'la
uzun uzun görüştü ve iyi bildiği FETÖ ve PKK'yla ilgili Türkiye'nin
hassasiyetini öğrendi.
Şimdi buna Afrin Harekâtı'yla sahaya inen Türkiye gerçeği de
eklendi.
Ve doğal olarak ABD yönetimi ve Pompeo, artık Türkiye'yle ilgili
bir tercihle karşı karşıya... Ya 70 yıllık müttefiki Türkiye'yi
kaybedip FETÖ ve PKK'yı seçecek ya da Türkiye'yi seçip onları
kaybedecek...
İkinci ihtimal daha güçlü görünüyor. Bu noktada Trump'ın seçim
meydanlarında söyleyip unuttuğu "Terör örgütleriyle değil
devletlerle ilişki kuracağız" sözü hayata geçirilmiş olacak ama şu
sorunun cevabı da merak edilecek; ABD bunu bugüne kadar neden
yapmadı ve ne karşılığında yapacak?