Önce İmamoğlu herkesi şaşırtan bir açıklama yaptı: "Ekrem
İmamoğlu burada kendini taca ya da auta atmıyor."
Birileri farklı yorumlasa da sözün hedefindeki kişi CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ydu ve ilk cevap da ondan geldi:
"Ya bana katılın ya da önümden çekilin."
Onun da kimi kastettiği çok açıktı: İmamoğlu ve parti içindeki
Ekremciler... Parti içi derken de öyle sıradan partililer değil,
bizzat yardımcıları, milletvekilleri ve Parti Meclisi içindeki
"Kılıçdaroğlu kazanamaz" diyenler.
İmamoğlu paraları akıttıkça o sayılar giderek artıyor. Rüzgâra göre
yön değiştirenlerin sayısı da hiç az değil. Grup ve MYK'dan Engin
Özkoç ve Veli Ağbaba gibi birkaç isimden başka Kılıçdaroğlu'nun
çevresinde kimse yok. Parti içinde adı "Çakma Pavarotti"ye çıkan
Özgür Özel ise açık açık "Adayımız genel başkan" diyemediği gibi
açık açık genel başkanlık peşinde koşuyor.
Kılıçdaroğlu'nu asıl çılgına döndüren bu tablo... Kendi eliyle
Beylikdüzü'nden çıkarıp aday yaptığı kişi şimdi onun önüne çıkıyor.
Bu yüzden sertleşti ve sadece iktidara karşı değil, parti içine
yönelik de "kavgayı" yükselteceğinin işaretini verdi. İlk kavga
edeceği kişi de İmamoğlu... Onun ilk adımını da dün attı. Dün
normalde saat 10.00'da İstanbul CHP İl'in bir toplantısı vardı.
Kılıçdaroğlu, saat 09.00'da kaldığı lüks otelin odasına İmamoğlu'nu
çağırdı ve izlenimlere göre 1 saat 5 dakika süren gergin bir
görüşme yaptı. Gerginlik de İmamoğlu'nun gelirken ve çıkarken
yüzünden okunuyordu.
Şimdi herkes o toplantı sonrası İmamoğlu'nun ne tepki vereceğini
bekliyor. Karadeniz gezisinin seyri, bu açıdan bir işaret
olacak.