Özellikle muhalefet cephesi hâlâ eski sistem özlemi içinde
olduğu için bu seçimlere, 24 Haziran'ın hatta 26 Nisan
referandumunun rövanşı olarak bakıyor. Bu da normal bir yerel
seçime gitmediğimiz anlamına geliyor. Siyasetin gündeminde de doğal
olarak yerel beklentilerden çok ittifak meselesi var. Henüz yerel
ittifaka ilişkin bir formül bulunmuş değil. AK Parti ve MHP bu
konuda açık bir görüşme yürütüyor. İstanbul'da aday
çıkartmayacağını açıklayan MHP genel Başkanı Bahçeli'nin "yeni
kombin" formülüyle Ankara, Mersin ve Adana gibi kritik şehirlerde
ortak hareket etme kararı alma ihtimalleri yüksek görünüyor.
Elbette oy oranını korumak partiler için önemli ama az oy farkıyla
çok sayıda şehir kazanmak bu seçimlerde çok daha önemli. AK Parti
ve MHP bunu başaracak bir formül arayışı içinde.
Peki, CHP ve diğer partiler ne yapıyor?
CHP birkaç kez partilerle ittifaktan çok sandıkta halkın ittifakını
tercih ettiğini söyledi ama arka planda bambaşka şeyler
planlıyor.
Çünkü işinin zor olduğunu görüyor.
Bir yanda parti içi kanama sürüyor, öte yandan oy deposu gözüyle
baktığı HDP handikabı var. HDP'yle açık ittifak yapması sadece AK
Parti ve MHP'nin tepkisini çekmeyeceği, aynı zamanda İyi Parti ve
Saadet Partisi seçmeninin de kaçmasına yol açacağı için bunu
deklare edemiyor.
Sıkışmış durumda. CHP, bu sıkışmışlığı aşmak için yine genel
seçimlerde bulduğu "millet ittifakı" formülünü devreye sokma
çabasında. Buna göre, CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi'yle bir
araya gelecek, il ve ilçelerde, partilerin gücüne göre bir paylaşım
yapacak. Şimdiden bazı büyük şehirlerin ilçelerinde belediye meclis
üyelikleri hatta belediye başkan yardımcılıkları paylaşılmış
bile.
Bu ilişkideki sır parti ise HDP... HDP, yerel seçimlerde
Türkiye'nin Batı'sında aday göstermeyecek. İttifaka, ittifak olmasa
bile CHP'ye HDP dışarıdan destek verecek. Garantörü de CHP
olacak.
Denilen şu: Genel seçimlerde CHP stratejik oy vererek HDP'yi nasıl
meclise soktuysa, HDP de bu kez CHP'nin belediye kazanmasını
sağlayacak.
Bu konuda iki partinin anlaştığına kesin gözüyle bakılıyor. Durumu
aslında ittifakın diğer iki partisi de biliyor ama bilmezden
geliyor. Bu noktadaki kritik soru ise, bu partilere oy veren
seçmenlerin nasıl davranacağı.
İyi Parti ve SP seçmeni HDP destekli CHP'ye oy verir mi? Ya da
HDP'ye oy veren seçmenin kaçta kaçı hiç tereddütsüz CHP adayını
destekler? Kâğıt üzerinde parlak görünen bu fikrin sahaya yansıması
pek kolay değil. İşin birçok boyutu, partililerin kendi
beklentileri var. Ama daha önemlisi İyi Parti ve HDP'nin yerelde
beklenen oyu alıp alamayacağı gerçeği var.
Önce İyi Parti'ye bakalım. Genel seçimlerde beklenenin altında oy
alması ve sonrasında parti içinde yaşanan kargaşa İP'te ciddi bir
güven sorunu yarattı. Sürekli irtifa kaybeden, umut veremeyen ve
yerelde de kazanma şansı olmayan bir partinin aynı oyu alması
mümkün görünmüyor. İP'liler, "Her yerde aday göstereceğiz" diyor
ama çıkacak kötü tablo partinin varlığını bile sorgulatır. Bu da
onları CHP'nin ittifak önerisine yanaşmak zorunda bırakacak.
Böylece İP'in aldığı oy da belli olmayacak.
HDP'ye gelince... HDP'nin Doğu ve Güneydoğu'da nasıl bir yol
izleyeceği; boykot mu edecekler yoksa bazı yerlerde CHP'li adayı mı
gösterecekler belli değil.
Belli olan sadece Batı'da CHP'ye destek verecekleri... Oralarda da
genel seçim kadar etkili olamayacakları bekleniyor.
Çünkü her iki yakada da oy kaybetme ihtimalleri yüksek.