15 Temmuz darbe girişimi karşısında önce sessiz kalan Avrupa'nın
sonra kurgu demesiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun
"kontrollü darbe" yaklaşımı arasında "özel" bir ortaklık var. 7
Ağustos'ta Yenikapı Meydanı'nda milyonların önüne çıkıp "15 Temmuz
darbedir" diyen Kılıçdaroğlu'nun birdenbire çark etmesi CHP
içindeki siyasi aktörleri de şaşırtmıştı.
İşte bu dönüşün sırrı, FETÖ'yü de besleyip büyüten ve arkasında
duran batılı küresel güçlerin aldığı tavırda gizli. Bu da
referandum sürecinde açık düşmanlıkla ortaya çıktı. Ama onunla
yetinmediler, bir başka şey daha yaptılar. FETÖ'nün
sözcülüğünü...
Bu sözcülüğün en önemli kanıtı da FETÖ lideri Gülen'in yalanları.
Bakın 17-25 Aralık darbesi için Feto 16 Temmuz 2016'da ne
diyor:
"17-25 Aralık hadisesi, sanki onu cemaat, hizmet hareketi yapmış
gibi gösterdiler. Aslı astarı yoktu. O da iftiraydı."
Vicdan sahibi biri bunu okuduğunda ne düşünür? Bunun yalan olduğunu
sağır sultan bile biliyor. Şimdi de 15 Temmuz'daki kanlı darbe ve
işgal girişiminin ertesi günü BBC'ye verdiği kirli açıklamaya
bakalım:
"Bir senaryo hazırladılar, hadisenin içinde kendi insanları da
vardı. Baştaki insan, 'Ta öğleden haberimiz oldu bu meseleden'
dedi. Ve kendilerine yakın insanlar esasen içinde bulunuyor."
Batı bu yalanları bildiği halde görmezlikten geldi. Önce Almanya ve
ABD sonra da Türkiye'nin içinden bu yalanlara destek geldi. Almanya
Federal Haberalma Servisi'nin (BND) Başkanı Bruno Kahl'ün
söylediklerini hatırlayalım: "Darbenin arkasında Gülen'in olduğuna
dair kanıt yok. Türkiye Gülen konusunda bizi ikna edemedi."