Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin
bağımsızlık referandumu kararında ısrar etmesi, bölgeyi
hesaplanamaz bir gerilimin eşiğine getirdi.
Bugün öyle bir noktaya gelindi ki, küçük bir kıvılcım bile her şeyi
altüst edebilir. Onlarca kirli hesabın döndüğü, 60-70 devletin
askeri gücünün pusuya yattığı, ajanlarının cirit attığı bir
bölgeden söz ediyoruz. Kimin kime tuzak kurduğu, kimin kimi ve
neden desteklediği bilinmiyor.
Barzani tam da böyle kirli bir zeminde, Kürt sosyolojisinin milli
yanını okşayan bağımsızlık kartıyla ortaya çıktı.
Her olasılık Türkiye'yi de Kürtleri de zorlayacak görünüyor.
Tarihten gelen Türk-Kürt ittifakı birilerini rahatsız ederken,
Türkiye'yle iyi ilişkileri olan Barzani'nin devreye girmesi sadece
devleti değil, sokaktaki insanı da şaşırttı.
Tabii şaşıran sadece Türkiye değil, Barzani'nin bu çıkışı, İsrail
dışında dünya devletlerini de şaşırttı. Irak hükümeti başta olmak
üzere, İran, ABD ve AB ülkeleri de bu referanduma karşı çıkıyor.
Birçoğu Kürtlerin bağımsızlık talebini haklı bulsa da zamanlamayı
doğru bulmuyor.
Böyle bir zeminde Barzani'nin ısrar etmesi, bırakın dışarıdan bir
müdahaleyi asıl Irak içinde ciddi bir etnik çatışma ihtimali
doğuruyor. Bunun ne anlama geldiğini de en iyi Barzani hareketi
bilir. Barzaniler, 100 yıldır teröre, şiddete ve etnik çatışmalara
girmemekle ve gösterdikleri hassasiyetle övünür. Bu hareketin
ideolojik değil, milli olduğu, "erdem ve güzel ahlak" ilkelerine
sahip olduğu hep söylenir.
Bunun anlamı şu, bir halka ağır bedeller ödeterek elde edilecek
zaferden hayır gelmez. Birkaç yıl önce Mesut Barzani, Ankara'da
babası Molla Mustafa Barzani'nin Baas rejimine karşı verdiği
mücadelede nasıl bir tavır takındığını ibretlik bir örnek olarak
HDP'lilere anlatmıştı:
"Biz Rewanduz'u alacak güçteydik. Bunu babama (Molla Mustafa
Barzani) ilettik. Babam, 'Biz oradaki sivilleri koruyamayız, onlara
bakamayız' dedi ve bu isteğimizi kabul etmedi."
Neden etmediğini de, şu soruya verilen cevap açıklıyor: "Orayı
aldıktan sonra o halka acı çektirmeden bir yaşam sunabilir miyiz?"
"Hayır" cevabı gelince Baba Barzani, o kuşatmadan vazgeçer.
Barzani hareketinin bu özelliğini yazar İbrahim Sediyani şöyle
yorumluyor:
"Kendilerini düşünmüyorlar, bu zaferin ülke ve dünya medyasında
yapılacak reklâmını, dünyada yol açacağı sansasyonel etkiyi
düşünmüyorlar.