Dünyada bizdeki kadar garip bir durum olduğunu sanmıyorum.
İstanbul'un göbeğinde insanlık dışı bir terör saldırısı oluyor,
muhalefet ve bazı medya organları, teröristlerden ve arkasındaki
güçlerden çok hükümete saldırıyor. İş öyle bir noktaya vardı ki,
muhalefet neredeyse bölgeyi kaosa sürükleyen ABD ve YPG'yi bırakıp
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve güvenlik güçlerini
suçlu ilan edecek.
Akıl alır gibi değil.
Aslında bu sonuç, terörün arkasındaki küresel aklın kirli
hesaplarından sadece biri... Bunu da saldırının daha ilk
saatlerinde Bakan Soylu, açık açık söyledi:
"Biz mesajı aldık. ABD'nin taziyelerini kabul
etmiyoruz..."
Bu tesadüfen ve öfkeyle söylenmiş bir tespit değildi.
Ortada Afrin'den Mersin'e uzanan ve son bir yıl
içinde onlarca sivilin katledilmesiyle sonuçlanan "yeni
terör dalgası" vardı. Bunu planlayan da ABD'nin yenileyerek
devreye soktuğu gayri nizami harp yöntemini
uygulayan CENTCOM'du.
Yeni stratejiye göre PYD ve YPG bu tür terör saldırılarını
üstlenmeyecek, kafaların karışmasını sağlayacak yeni bir yol
izlenecekti. Zaten Suriye tarafında son birkaç yıldır bu
işi üstlenen "sahte" bir örgüt de
vardı: Afrin Kurtuluş Ordusu...
İstiklal'deki terör saldırısı bu yöntemin daha karmaşık bir
devamıydı. Amaç seçime giden Türkiye'yi, şehirlerinde bomba
patlatarak mülteciler üzerinden istikrarsızlaştırmaktı. Bombalar
patlayacak, mülteci tartışması yeniden başlayacak ve istenen kaotik
zemin doğacaktı. Muhalefet de bunu siyaset diye doya doya
kullanacaktı.
İstanbul'un İstiklal Caddesi bu nedenle özel seçildi. Sırada belki
başka şehirler de var. Hatta birkaç gün önce emniyet güçleri,
Şanlıurfa'da Balıklı Göl'ü kana bulayacak bir teröristi yakaladı.
Anlayacağınız ABD'nin "uyuyan hücreleri"yle PKK'nın kullanışlı
teröristleri senkronize harekete geçmişti.
Bu yönteme başvurulması zaten ABD gibi küresel bir gücün, terör
örgütü ilan ettiği PKK'yla iş tutmasından belliydi. ABD eskiden bu
tür işleri gizli yapardı ama artık çok sıkıştığı için açık açık
yapıyor.
Dahası Türkiye'nin Ukrayna-Rusya Savaşı'nda etkin rol oynaması,
tahıl koridorunu açması, esir takası yapması onları müthiş rahatsız
ediyor, ezberini bozuyor. CENTCOM'u ise çıldırtıyor.
Bu yüzden CENTCOM, suçu Suriyeli göçmenler üzerinden hükümete yıkıp
ortalığı karıştıracak kirli bir plan yaptı.