Türkiye ne zaman seçim sürecine girse ya da bir siyasi iktidar ABD'nin çizdiği sınırların dışına çıkmaya çalışsa, ABD'li düşünce kuruluşlarının karın ağrısı başlıyor. Daha doğrusu onların ipini elinde tutan derin ABD'nin... Artık kartları açık oynadıkları için buna Beyaz Saray'ı da ekleyebiliriz.
"TÜRKİYE'DE İKTİDARI DEĞİŞTİRMELİYİZ"
Son 50-60 yılda buna o kadar alıştılar ki, onlar için Türkiye'de
iktidarı değiştirmek hiç sorun olmadı. Öyle rapor falan da
yazmalarına gerek yoktu. Ya "Bizim çocuklar"dedikleri cuntalara
darbe yaptırırlardı, ya TÜSİAD'ı devreye sokarlardı ya da sokakları
ateş vererek istedikleri partiyi iktidara taşırlardı.
İtiraz eden siyasi aktörlere de ya idam ya da şapkasını alıp gitmek
düşerdi. Son dönemde Başkan Erdoğan'ın "dik duruşu", ABD eksenli
güçleri çılgına çevirdi. İstedikleri hiçbir şeyi yaptıramıyorlardı.
Sık sık "Ne yapacağını kestiremiyoruz" deyip durdular.
Zinde kuvvetleri harekete geçirdiler, olmadı; Zeyno Baran,
Michael Rubin veya Henry Barkey gibi çoğu CIA elemanı müptezellere
rapor yazdırıp "Yüzde 50 darbe ihtimali var" diye korkutmaya
kalktılar, tutmadı. Sonunda en "mahrem" güçleri FETÖ'yü harekete
geçirip kanlı darbe girişimleri bile işe yaramadı.
Ne yaptılarsa başaramadılar. En sonunda bizzat ABD Başkanı Joe
Biden, kendini rezil ederek şunu söyledi:
"Darbeyle değil, muhalefet partilerini destekleyip seçimle
Erdoğan'ı devireceğiz."
ABD yönetimi, yatırımcıyı korkutarak ekonomiyi çökertmekten
siyasi baskıya kadar her yolu denedi, deniyor. Şimdi de arkalarına
ABD medyasını alarak harıl harıl Türkiye karşıtı rapor
hazırlatıyor. O raporlardan birini de Soner Çağaptay denilen
Türkiye düşmanı yazmış. Çağaptay, öyle coşmuş ki, "Erdoğan'ın son
oyunu" adıyla hezeyanlarını teori diye Foreign Affairs gibi
dünyanın en ünlü dergisinde yayınlamış.