Katar’a karşı ağır yaptırımların destekçisi olan Amerikan
yönetimi nasıl bu ülkeyle 12 milyar dolarlık silah satış anlaşması
imzalıyor? Daha bir hafta önce Amerikan Başkanı Trump, Katar’ı
teröre destek vermekle suçlamamış mıydı? Bu durumda kendisi de
terörü desteklemiş olmuyor mu?
Suriye iç savaşında Esad’ı iktidarda tutmak isteyen İran’a karşı
Esad’ı devirmeye çalışan Katar nasıl oluyor da İran’a yakın olmakla
suçlanıyor?
Kendisini İslam’ın kutsal mekânlarının hizmetkârı olarak gören
Suudi Arabistan neden en büyük düşmanı olarak İsrail’i değil de
İran’ı görüyor?
Nasıl oluyor da İran, “direniş ekseni” kavramıyla savunmacı
politika izlediğini iddia etmesine rağmen Orta Doğu’da saldırgan
politikalar izliyor?
Bir zamanlar Filistin direnişinin en büyük destekçisi olan Mısır,
nasıl oldu da İsrail işgalinin en büyük destekçisine dönüştü?
Türkiye ve Mısır’daki darbecilerin destekçisi ve Suudi
Arabistan’daki taht oyunlarının başaktörü olarak karşımıza çıkan
Abu Dabi yönetimi ne zaman bu kadar müdahaleci bir aktöre
dönüştü?
Uluslararası terörizme karşı mücadeleyi dış politik söyleminde en
fazla vurgulayan Amerikan yönetimi neden terörist PKK’nın Suriye
uzantısı PYD/YPG’yi açıkça destekliyor?
Batılılar, önemli bir müttefik olarak gördükleri Türkiye’de
demokrasiyi teşvik ettiklerini söylerken neden 15 Temmuz darbe
girişimine destek verdiler? Mısır’daki darbeyi neden desteklediler?
Demokrasi onlar için önemli ise, neden darbe destekçiliği
yapıyorlar?
Orta Doğu siyasetine dair büyük çelişkileri ortaya koyan bu
soruları çoğaltmak mümkün?
Ama bu yazı sadece çelişkileri ortaya koymayı değil, onları
anlamayı kolaylaştıracak bazı tespitlerde bulunmayı amaçlıyor.