IŞİD’in halifeliğinin hızlı bir şekilde meydana çıkması
o kadar istikrarsızlığa neden olduysa, şimdi ortadan kalması da
istikrarın döneceği anlamına gelir mi?
Öncelikle IŞİD’in sonunun ne anlama geldiği konusuna berraklık
kazandıralım. Bence Irak hükümetininifade etmek istediği ve kısa
bir süre sonra da Suriye hükümetinin dile getireceği husus, IŞİD’in
artık bu topraklarında hükümran olduğu bir bölgenin kalmamış
olmasıdır. Ancak, IŞİD’in bir devlet değil, bir siyasi hareket
olduğunu anlamamız gerekiyor. Belirli bir bölgede egemenlik kurmuş
olması sadece bu hareketin hükümranlık kurma özleminin bir
tezahüründen ibaret. Fakat IŞİD herhangi bir bölgeye egemen olmadan
önce de vardı. Değişik türden terör faaliyetinde bulunuyordu. Hüküm
sürdüğü toprakları yitirmesi, yenilmiş olması, varlığının sona
erdiği anlamına gelmez.
IŞİD gibi gruplardan bahsettiğimiz zaman, bu tür grupların
çevrelerinde önemli destek halkalarına sahip olduklarını aklımızdan
çıkarmamalıyız. İş dünyasında terör faaliyetlerine çeşitli
yollardan katkıda bulunan insanlar var; bu terör gruplarına
finanstirman sağlayan, bu grupların propagandasını yapan,
otoritelerini tanıyan insanlar mevcut. Bu insanların bir yere
gittikleri filan yok. Yani IŞİD dediğimiz örgüt topraklarını
kaybetmiş olsa dahi, toplumsal temeli gizlenmeye ve faaliyet
göstermeye devam edecektir. Aslında bu yenilgi terrorist eylemlerin
yoğunlaşması ile sonuçlanabilir ki, böyle bir durum en az IŞİD’in
bir bölgede hüküm sürmesi kadar, hatta belki de daha kötü
olabilir.
IŞİD 2014’te Musul’a girdiğinde uluslararası toplumun bir
ittifak oluşturarak tepki vermesini sağlayacak
kadar...