İbrahim Kiras Karar Gazetesi

Amerika ile Rusya arasında Türkiye

Coğrafya kaderdir diye bir söz var. Evet, fazlasıyla “klişe” bir söz ama klişeye dönüşmüş sözlerin kahir ekseriyeti gibi bu da çok önemli ve temel bir gerçeğin ifadesi. Çünkü...

29 Aralık 2016 | 493 okunma

Coğrafya kaderdir diye bir söz var. Evet, fazlasıyla “klişe” bir söz ama klişeye dönüşmüş sözlerin kahir ekseriyeti gibi bu da çok önemli ve temel bir gerçeğin ifadesi. Çünkü ülkelerin dış politikalarını öncelikle coğrafya belirliyor. Hem doğal coğrafya hem de siyasi coğrafya… Türk toprakları bir yandan Avrupa ile Asya’yı ve İslam dünyasıyla Hristiyan dünyasını, öbür yanda ise kuzey ile güneyi birbirine bağlayan -veya başka bir bakış açısına göre birbirinden ayıran- bir hat oluşturuyor. Diğer bir husus da klasik jeopolitik teorilerde biri kara gücü, diğeri deniz gücü olarak nitelenen iki büyük küresel hegemon arasındaki rekabet çerçevesinde oluşan tercih seçeneklerinin sınırlayıcılığı. Yakın geçmişte Rusya ve İngiltere arasında, sonra Sovyetlerle ABD arasında yaşanan bu rekabette Türkiye’nin yerini coğrafi şartlar belirlemişti. Bugün de coğrafyamız aşağı yukarı aynı olduğu için aynı şartlar geçerli.

***

Siyasi ve ekonomik ittifak seçeneklerimizi dünyadaki ve bölgemizdeki güçlerin siyasi ve ekonomik hedefleri belirliyor. Bu güçlerin siyasi ve ekonomik hedeflerinin oluşumunda da yine coğrafi şartlar rol oynuyor. Mesela Rusya’nın öteden beri önce Karadeniz’de hakimiyet stratejisi, sonra Akdeniz’e çıkış yolu bulma arayışı bu büyük ve güçlü komşumuzu bizim için tehdit haline getirdiği için Osmanlı’nın son asırları Rus tehdidine karşı bu ülkenin Avrupalı rakipleriyle işbirliği ve ittifak ilişkileri kurma teşebbüsleriyle geçmişti. Rus genişlemesinin hedefleri arasında yer alan bir coğrafi sahada yer almamız Moskova ile dostluk seçeneğini ortadan kaldırmıştı. Ancak 1917’deki Bolşevik İhtilali’nden sonraki birkaç yıl boyunca Rusya’yı yöneten kadrolar devletin geleneksel emperyalist politikalarından vazgeçer gibi olmuşlar ve bu dönemde Batılı emperyalist güçlere karşı bağımsızlık savaşı veren Türkiye’ye ciddi bir destek sağlamışlardı. Ancak, dediğim gibi bu politika ancak birkaç yıl sürdü; Rusların yayılmacı-emperyalist politikaları bundan sonra ideolojik kılıfla, yani komünizmin yayılması kisvesi altında devam ettirildi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
AK Parti’nin tüpten çıkan macunu 04 Mayıs 2024 | 982 Okunma Marangozlukta form eğitimde reform 02 Mayıs 2024 | 270 Okunma Rus devlet aklı orada, Türk devlet aklı nerede? 25 Nisan 2024 | 1.200 Okunma Gözümüzün önünde yapmayın şu anayasayı 20 Nisan 2024 | 236 Okunma CHP’ye verilmiş oy ‘CHP oyu’ mu 18 Nisan 2024 | 775 Okunma