15 Temmuz saldırısı, sadece Gülen ve terör örgütüyle sınırlı
değildir. Gülen'in sivil ve askeri bürokraside yıllardır beslenen
terör hücreleri, çok daha büyük, küresel ölçekte bir proje için
harekete geçirilmiştir.
Projenin mimarları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı “oyun bozduğu” için
hedef almıştır. Onun yokluğunda Türkiye toplumunun kaynaştırıcı,
birleştirici gücünün yok olacağını, operasyona açık hale geleceğini
bildikleri için önce onu ve kadrolarını bertaraf edip ardından
Türkiye'nin parçalanması sürecini başlatmayı planlamışlardır.
PKK yıllardır nasıl bir senaryonun parçasıysa Gülen ve terör örgütü
de aynı şekilde bir kart olarak, yıkıcı bir unsur olarak, öldürücü
bir silah olarak ülkemize ve milletimize karşı kullanılmıştır.
Sonsuz kaosa teslim etmek
Bu yüzden işin başından beri yaşananların bir “darbe” ile sınırlı
olmadığına, bir tür içeriden işgal girişimi olduğuna dikkat
çekerken, derin bir endişe ile hareket ediyor, vahim bir Türkiye
projesine karşı teyakkuza çağırıyoruz.
Bu proje, “Türkiye'nin Suriyeleştirilmesi” projesidir. Bu proje,
Türkiye'nin etnik ve mezhep eksenli kimlik çatışmalarına
sürüklenmesi projesidir. Bu proje, bir harita projesidir.
Irak'ın işgali, Suriye'nin sonsuz bir kaosa teslim edilmesi,
Yemen'in bölünme aşamasına getirilmesi, S. Arabistan-İran savaşı
senaryoları bu büyük projenin ana cepheleridir.
Suriye parçalanmadan Irak parçalanamayacaktır. Türkiye kaosa
sürüklenemeden Suriye parçalanamayacaktır. S. Arabistan-İran savaşı
başlatılamadan o harita çizilemeyecek, var olan devletler üçe-dörde
bölünemeyecek, yeni devletler, şehir devletleri
kurulamayacaktır.
Türkiye cephesi ve kıyamet saati!