Muhammed Ali'nin cenaze töreni için Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan ve ekibi ile ABD'de, Louisville'deyiz. Ali'nin
maçlarını anlatan Orhan Ayhan'dan Cemal Kamacı'ya kadar, konuya
ilgisi ve yakınlığı olan birçok kişi var ekipte.
Muhammed Ali'nin vefatını duyunca birçokları gibi ben
de; “Acaba Cumhurbaşkanı cenazeye gider mi” diye bir soru
geçirdim içimden ve “muhtemelen gidecek” diye cevap
verdim.
Öyle de oldu. O gitmeliydi. Orada olmalıydı. Ve oradayız..
Onun neden gitmesi gerektiğini bugünkü küresel konjonktürü, bizim
durduğumuz yeri, nasıl bir dünya hayal
ettiğimizi, sembollerimizi ve değerlerimizi düşününce,
nasıl bir mücadele geçmişindengeldiğimizi ve bugün içinde
olduğumuz durumu düşününce anlıyorsunuz. Bunları düşününce
de en çok Erdoğan'ın cenazeye gitmesi gerektiğini fark
ediyorsunuz.
Kendi adıma böyle bir fırsatı yakaladığım için, böyle
bir tarihi olaya tanık olabildiğim için şanslı olduğumu
hissediyorum.
Çünkü bizler, düşünceleri, hesapları, hedefleri kadar
yürekleri ile yaşayan insanlarız. Böyle bir nesiliz. Böyle bir
hamurdanız, böyle bir karakter ve ruh dünyasına sahibiz.
Dünya ne kadar değişirse değişsin, Türkiye ne kadar değişirse
değişsin, bizdeki bu ruh ve özlem hiçbir zaman değişmeyecektir.