Hiç hayra alamet olmayan, ardı ardına
şoklara neden olabilecek, tarihi izler bırakacak gelişmelere tanık
oluyoruz. Gördüğümüz, yaşadığımız, en azından haberdar olduğumuz bu
gelişmeler, asla siyasi çevrelerle, örgütlerle hatta
devletlerle sınırlı değil.
Coğrafyanın tamamına yönelik kalıcı bir
tasarruftan söz ediyorum.Siyasi haritaların
yenilenmesinden, bazı ulusların tarih arkasına
sürüklenmesi tehlikesinden, bazılarının tarih yapıcı
pozisyonlara itilmesi çabasından, bazı
ülkelerinse bölgesel savaşın ana
merkezi olarak biçimlendirilmek istenmesinden söz
ediyorum.
Türkiye bu gelişmelerin hepsinin tam
merkezinde. Ya aktör olarak, ya mağdur olarak
merkezinde. Çünkü coğrafyanın merkezinde. On yıl boyunca aktör
olarak belki elli yıllık mesafe alan
Türkiye için, özellikle Mısır'daki çok uluslu karşı
darbeden sonra aktör özelliğini zayıflatıp onu hızla mağdur
pozisyonuna sürüklemeye dönük kapsamlı bir çokuluslu
müdahalenin varlığından söz ediyorum.
Dünya savaşı görüntüsü
Sınırlarımızın hemen güneyindeki her gelişme bunun işaretlerini
veriyor. Önceki gün Ankara'da bütün ülkeyi acıya boğan saldırı
bunun işaretlerini veriyor. Türkiye içindeki siyasi
kamplaşma projesi bunun işaretini
veriyor. Siyasi partilerle terör örgütlerini birbirine
yamayan irade bunun işaretlerini veriyor.