Suriye'de bir ay sürmesi teklif edilen ateşkes, Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi'nce kabul edildi.
Sınır Tanımayan Doktorlar gibi dış gözlemcilere göre, Rusya
desteğiyle Esed rejiminin, sadece son bir haftadaki yoğun
bombardımanı sonucu 500 kişi öldü ve 2.500'den fazla kişi
yaralandı. Ateşkes, şayet gerçekleşirse, yaralıların tedavi görmesi
için kuşatma altındaki şehirden çıkarılması ve insani yardımın
girmesi mümkün olabilecek.
Karar metninde, Rusya'nın talebi üzerine, ateşkesin El Kaide ve
DEAŞ gibi terör gruplarını kapsamadığının yazılması ise kafa
karıştırıcı bir unsur. Zira Rusya, Kasım 2015'te Suriye'ye
girdiğinden beri, zaten her yerde bu gruplarla savaşıldığını iddia
ediyor. Gerçek ise bundan bayağı uzakta... Açıkçası ölen ve
yaralanan sivil sayısını artık hiçbir kurumun doğru dürüst
tutabildiğini de sanmıyorum.
Zaten tutulsa bile rakamdan öteye geçecek bir önemleri olmadığını
da 7 yıldır gördük.
Rusya'nın düştüğü bu şerh, Esed kontrolünde olmayan İdlib'deki
muhaliflerin bombalanmaya devam edileceği anlamına geliyor olsa
gerek. Ancak umarım Doğu Guta için en azından bir aylık nefes alma
süresi anlamına geliyordur çünkü oradan gelen haberler, videolar ve
fotoğraflar gerçekten tarif edilmesi imkânsız bir zulmün sürdüğünün
kanıtı.
Bir röportajda, "Oğlumun ölmesini bekliyorum. En azından acıdan
kurtulacak ve direkt cennete gidecek.
Cennet'te yemek vardır" sözlerini belki ömür boyu unutmayacağım,
unutmayı dileyerek...
Peki, Suriye için ilan edilen bu bir aylık ateşkes, Afrin'de
sürdürdüğümüz Zeytin Dalı Harekâtı'nı etkileyecek mi?
Türk askerî yetkililer, Türkiye'nin YPG ile mücadelesinin,
Suriye'nin iç çatışma ortamından farklı olduğunu ve dolayısıyla
buna engel olmadığını savunuyorlar.
PKK ve destekçileri ise, Birleşmiş Milletler nezdinde bunun kabul
görmesi için ellerinden geleni yapacak, ses çıkartacak ve müttefik
Avrupa devletlerinden birinin bunu günd...