HDP'nin seçim barajı riskini göze alarak seçimlere parti olarak
katılmasının Öcalan'ın fikri olup olmadığı tartışılıyor. Ancak
HDP'nin 'Türkiyelileşmesi' fikrinin Öcalan'a ait olduğu kesin.
Nitekim birkaç yıldır görüşme notlarında da partilileri bu yönde
ısrarla bazen uyardığı bazen teşvik ettiği herkesin malumu. Bana
sorarsanız, Öcalan, biraz da bugünleri öngörerek mezkûr
Türkiyelileşme hedefini çizmiş olmalı.
Öcalan'dan nefret edebilirsiniz ama 16 yılı hapiste olmak üzere
yasadışı bir örgütü 40 yıldır yönettiği, Gezi'ye de 17-25 Aralık'a
da darbe dediği göz önüne alınırsa, siyasî öngörüsünü teslim etmek
gerekir. Evet, ne diyorduk, Öcalan, bugünleri de öngörerek HDP'nin
Türkiyelileşmesi 'talimatı'nı vermiş olmalı.
Bugün, HDP'nin Batı'da çizdiği "radikal demokrasi, yeni yaşam
çağrısı, sevgi, barış, kardeşlik" temalı tablo sayesindedir ki,
normalde HDP ile yan yana düşmeyi aklının ucundan geçirmeyecek
isimler HDP'ye oy vermeye çağırıyor.
Erdoğan'a duyulan nefret, beş benzemez herkesi HDP'ye gönüllü
seçmen olarak kaydetti bile. İşte Öcalan, bunu öngörmüş olmalı.
Gezi'den bu yana Atatürk posteriyle kendisinin, poşulu ile pos
bıyıklının yan yana fotoğraflarının siyasî bir projeye de gayet
tabii evrilebileceğini düşünmüş olmalı.
Öcalan'a bebek katili diyenler de,
AKP-PKK ittifakı ülkeyi yönetiyor diyenler de,
Ülke İmralı'dan yönetiliyor diyenler de,
Çözüm değil, ihanet süreci diyenler de,