Kadın hakları alanında da buna benzer bir görüş öne sürüldü,
sürülüyor. Kadın haklarının sadece Cumhuriyet döneminde gündeme
geldiği ve Osmanlı'da kayda değer ve etkin bir kadın varlığı
olmadığı tezi, aslında alt metinde kadını yine sadece "yeni
rejim tarafından hakları
bahşedilen bir nesne" konumuna
indirgiyor. Oysa ki hakikat bundan oldukça uzak.
II. Meşrutiyet'ten itibaren ivme kazanan Osmanlı kadınlarının
faaliyetlerinin dergiler ve dernekler olmak üzere iki yol üzerinde
yoğunlaştığı söylenebilir. İlk kadın dergisi Terakki-i Mukadderat,
sahibinden yazı kadrosuna tamamen
kadınlardan müteşekkil olan 1886'da
çıkmaya başlayan Şükûfezar, yazı kadrosunda Mehmet
Akif, Mehmet Emin, Selim Sırrı gibi tanınmış erkek yazarların da
olduğu 'Kadınlara mahsus ilmi, siyasi mecmua' tanımıyla çıkan Demet
bu dergilerin başında geliyordu.