Demokratikleşme serüvenimizi ister Birinci Meclis'ten, ister
Birinci Meşrutiyet'ten başlatın, kesin olan bir gerçek var: Türkiye
halkı, devletle ilişkisinin esaslarını belirleyen hiçbir anayasanın
öznesi olamadı.
Araba kiralarken bile taraf olarak bir sözleşmenin altına imza
atarız ama vatandaşı olduğumuz devletin egemenliğini hayatımızın
her alanında tanımamıza rağmen, devlet yapısı bizim vatandaş olarak
bu egemenlik üzerindeki hakkımızı hiç tanımadı. İlk düğme doğru
iliklenmezse derler ya, başımıza ne geldiyse biraz da bununla
alakalı... Cumhuriyet tarihi boyunca yazılmış üç anayasanın da
darbe süreçleri sonucu olması tesadüf değil yani.
Başbakan Davutoğlu, çarşamba günü bir seçim beyannamesi açıklamadı.
Yeni Türkiye idealinin mimarlarından birisi olarak, halkın ilk defa
kendi anayasasını yapmasının koşullarını açıkladı. Halkı devletle
arasındaki 'toplumsal sözleşme'yi sağlamaya davet etti. 2023
hedefine, bu amaç doğrultusunda yürümeye çağırdı.
Yeni Türkiye Sözleşmesi - 2023 başlığı ile toplumun dikkatine
sunulan 350 sayfalık ve çerçevesi 100 maddeden oluşan bu metin,
anayasa tarihimizin duraklarından birisi olmaya aday.