Değerli okuyucular, değerli dostlar; çıktığım TV programlarında
ve yazılarımda sade bir dil kullanırım. Akademik, entelektüel
cümleler kurmam. Halkın dili ile konuşurum; kısa, öz ve sade.
İzleyicilerin bir kısmı çok sever beni, kendinden biri gibi görür;
bir kısmı da çok yerer, beni oraya layık görmez. Fakat herkes bilir
ki net, objektif ve inandığımı konuşurum.
Yaklaşık yedi, sekiz ay önce çıktığım bir TV programında Altılı
Masa’nın adayını Kandil belirleyecek demiştim.
Bunun üzerine birilerini rahatsız etmiş olacağım ki
gazeteci-yazarlardan biri sözümü manşete taşımış, benimle ilgili
araştırmalar yapmış, işimi gücümü, memleketimi, yerimi yurdumu
görsellerle yazısına taşımış, elinden geldiği kadar yermeye
çalışmış, ama Allah var, memleketteki sevenlerimizin,
destekleyenlerimizin çoğunluğunu görüp teveccühleri de yazmış.
Elbette o zaman söylediğimde muhalif olanlar ateş püskürmüş,
iktidarı destekleyen, “her şeyin en iyisini ben bilirim”
diyen bir kesim abartılı bulmuş, halktan ise ciddi destek
görmüştüm. Almanya‘da, Fransa’da bu sözlerim sosyal medya
platformlarında binlerce kişi tarafından paylaşılmıştı.
Şimdi tekrar söylüyorum, sözlerimin arkasındayım; Altılı Masa’nın
adayını PKK’nın siyasi uzantısı, Kandil’in sözcüsü HDP
belirledi!
Açık açık Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday olarak görmek istediklerini dile getirdiler.
Mansur Yavaş Bey’i geçmişteki ülkücü kimliğinden dolayı
desteklemediklerini açık açık söylediler.
Sonuç, ülkenin cumhurbaşkanının seçilmesi için kilit parti HDP
oldu. HDP’nin inisiyatifine bırakıldı.
HDP ne yapacak, HDP’liler kime oy verecek diye ağzımızı açıp bakar olduk.
Evet, yanlış okumadınız; PKK’nın siyasi uzantısı, Kandil’in sözcüsü, açık açık PKK propagandası yapan, özerklik isteyen, vatanı bölmek isteyen HDP, cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde ve seçilmesinde kilit parti oldu!