“Darbe girişimi”ne dair birçok soru hâlâ cevabını bulmuş değil.
Tam bir türbülans yaşanıyor.
Bizzat süreci yakından tâkip edenlerin ifâdesiyle, üzerinden yirmi
beş gün geçtiği halde hâlâ tam anlamıyla kimin kimlerle işbirliği
yaptığı ortaya çıkmış, anlatılanlar ve roller konusunda sisler
dağılmış değil. Birçok karanlık noktanın üstü örtülü olarak
duruyor. Birçok komutanın ve ismin rolü ve pozisyonu açığa
çıkmamış.
Darbe teşebbüsü gecesi düğüne, yemeğe giden kuvvet komutanlarının ifâdeleri arasında ciddî tenâkuzlar var. Örneğin Hava Kuvvetleri eski Komutanı Akın Öztürk’ün o gece Akıncılar Üssü’ne “Hava Kuvvetleri Komutanı’nın tâlimatıyla gittiği”ne dair Genelkurmay’ın açıklaması ile Öztürk’ün darbeci olduğunu bildiren Hava Kuvvetleri Komutanı’nın açıklamaları arasında –her ne kadar daha sonra güya düzeltilmeye yeltenilse de- açık bir tezat var.
O denli ki, o sırada hükûmetin Genelkurmay’a, “Hakkında soruşturma olan biriyle ilgili kamuoyuna açıklama yapmak yanlıştır” diye rahatsızlığını bildirdiği basına yansıdı. Ardından da hiçbir tavzih edici açıklama gelmedi (gazeteler, 23.7.2016). Keza Donanma Komutanı Deniz Kuvvetleri Komutanını suçluyor ve işin mâhiyeti açıklığa kavuşturulmuyor…
FEVKALÂDE YANLIŞ OLUR