Seçim sonrası koalisyon - erken seçim tartışmaları gürültüsüne
gelen konulardan biri de, 12 Eylül davasının son sanığı
Şahinkaya’nın ölümüyle bu darbe davasının da kapanmakla karşı
karşıya kalması.
Bilindiği gibi, 12 Eylül’ün hayatta kalan iki darbecisi olarak, beş
üst generalden oluşan ihtilâlin Millî Güvenlik Konseyi Başkanı
Genelkurmay eski Başkanı ve “7. Cumhurbaşkanı” emekli Orgeneral
Kenan Evren ile Konsey üyesi Hava Kuvvetleri eski Komutanı emekli
Orgeneral Tahsin Şahinkaya Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinde
yargılanmış, 18 Haziran 2014’te “Devlet kuvvetleri aleyhine
cürümler” başlıklı TCK’nın 146. maddesi uyarınca “anayasal düzeni
değiştirme suçu”ndan önce ‘ağırlaştırılmış müebbet’ hapis cezasına
çarptırılmış, daha sonra bu ceza iyi halden indirimle ‘müebbet
hapse’ çevrilmişti.
Bundandır ki, darbenin “ikinci sanığı” Şahinkaya’nın da hesap vermeden ölmesi, dâvânın düştüğü yorumlarını beraberinde getirdi.
DÂVÂ HEP SAVSAKLANDI
Gerçek şu ki, Türkiye’nin üzerinden silindir gibi geçen, silâh zoruyla millet irâdesinin temsilcisi Meclis’i kapatıp anayasayı ilga eden, işbaşındaki meşru hükûmeti devirip partileri kapatan, bütün milletvekili ve belediye başkanlarını görevden uzaklaştıran 12 Eylül’le hesaplaşmanın en son iki yaşlı cuntacının yargılanmasıyla bırakılması, bu darbe dâvâsını daha başta kadük hale getirdi.