Suriye’deki kimyasal saldırı iddiasıyla başlayan krizin
tırmandığı sıralarda, internet üzerinden ABD’de yayın yapan
Amerikan kanallarını turladım. İstisnasız hepsinde birinci, ABD
Başkanı Donald Trump’a yönelik FBI
soruşturmasıydı. Uzun uzadıya bu konuşuldu. Daha sonra Facebook
CEO’su Mark Zuckerberg’in Senato’da verdiği ifade
canlı yayımlandı.
Suriye, en iyi ihtimalle üçüncü haberdi. Bunu bir yere not
edin.
Dün Donald Trump’ın Rusya’yı uyaran ve Suriye’ye füze
gönderileceğini söyleyen sabah twi’tiyle Türk Lirası uzun süredir
devam eden düşüşünü hızlandırdı. Sosyal medyada “Üçüncü dünya
savaşı başlıyor” lafı dolanmaya başladı.
Evet, global konjonktürün 1914’e giden sürece çok benzediğini ben
de defalarca yazdım. Ancak Suriye’deki son olaya bakarak “savaş
başlıyor” demek için henüz çok erken. ‘Normal koşullarda’ Suriye’de
topyekûn bir savaş değil, kısıtlı süreli bir askeri restleşme
ihtimali var.
Neden mi? Ne ABD ne de Rusya sıcak savaş istiyor. Sıcak savaş
yerine Suriye üzerinden kısa dönemli bir restleşme daha büyük
olasılık gibi gözüküyor şu anda. Diplomasi kulislerinde beklenti,
(biraz da içerideki FBI soruşturmasını unutturmak amacıyla)
Rusya’ya sert görünmek isteyen ABD Başkanı’nın, geçen yıl olduğu
gibi Suriye’de rejime ait askeri hedeflere ‘Tomahawk’ füzeleri
yollayarak bir güç gösterisine gideceği yolunda.
Ancak ‘normal koşullarda’ diyorum çünkü Donald Trump’ın sağı solu
belli olmuyor. Savaş istemese de ergen halleriyle savaşa neden
olabilir. ABD lideri açısından ne Suriye, ne de oradaki insani
trajedinin bir önemi var. Daha geçen gün Suriye’den çıkmak
istediğini belirtmiş, “Alsın Rusya ne yaparsa yapsın” demeye
getirmişti. Bugün ise Rusya’yı tehdit ediyor.