Lapa lapa yağan kar, kötülükleri örtebilir mi?
Daha bir hafta bile geçmedi yılbaşı üzerinden, olmadık şeyler
yaşadık. 7 günde yani topu topu 168 saat içinde, bir ömür boyu
görmek istemeyeceğimiz işler oldu. Reina vahşetini gördük. Ardından
İzmir geldi. Kahraman polis Fethi Sekin’in o
gülen fotoğraflarına bakıp bakıp ağladık. Barbaros
Şansal rezaleti
yaşandı. Ahmet Şık’a 3
gün su verilmedi. Ne olduğu, neden alelacele hazırlandığını
anlamadığımız başkanlık teklifi genel kurula indi.
Medya, toplum, siyaset hiç istifini bozmadan birbirinin gözünü
oymaya devam etti.
Tüm bunlar, 168 saat içinde oldu.
Ardından lapa lapa kar geldi. Kirlenmiş bir ülkeyi gıcır gıcır,
kolalı bir masa örtüsü gibi örtüverdi.
Sahi, kar kötülükleri sonsuza kadar örtebilir mi?
Tam bir hafta önce yazdığım 2017 yazısında, tek dileğimin 2016
kadar kötü olmaması olduğunu yazmıştım. O gün bu gündür dünya
basınında iyimser, kötümser (ve aslında genelde kötümser) birçok
değerlendirme çıktı.
Bunlar arasında yazar Tim Parks’ın Politico
dergisi için kaleme aldığı 2017 analizinin başlığı bana çarpıcı
geldi: “Barbarların Yılı.” Yazarın karamsarlığı
tavan yapmış halde, “En iyi olasılık 2017’nin gerçek
savaş yerine ticaret savaşlarına sahne
olması” diyordu.
Ancak 2017’de basbayağı savaş bekleyenler de var. Evet, Türkiye zor
günlerden geçiyor; ancak sadece Türkiye değil, Avrupa’dan
Amerika’ya kadar dünyanın her yerinde büyük bir tedirginlik
var. Donald Trump’ın seçilmesiyle ABD’nin ne
yapacağı, büyük bir belirsizlik.
Trump’ın Putin’e çiçek atan demeçlerine
rağmen ABD ve Rusya arasında yeni bir Soğuk Savaş dönemi kaçınılmaz
gibi.
Suriye hâlâ dibimizde. Ben 2017’de Suriye’de savaşın biteceğini
sanmıyorum. Trump seve seve Suriye’yi Putin
ve Esad’a hediye eder; ancak muhalifler, IŞİD
ve Nusra kolay kolay vazgeçmeyecektir. Her durumda Suriye çıkışlı
terörizm, hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek.