Aslı Aydıntaşbaş Cumhuriyet Gazetesi

Avrupa’yla B planı

Son yıllarda Bodrum’dan nefret eder oldum. İtiş kakış; görgüsüzlük; üst üste binmiş evler; 50 TL’lik lahmacun vs... Almayayım. Bodrum ne zaman güzel biliyorsunuz? El etek...

09 Ekim 2016 | 779 okunma

Son yıllarda Bodrum’dan nefret eder oldum. İtiş kakış; görgüsüzlük; üst üste binmiş evler; 50 TL’lik lahmacun vs... Almayayım. Bodrum ne zaman güzel biliyorsunuz? El etek çektiğinde, sonbaharda. 
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Avrupa ve Türkiye’den üst düzey katılımcılarla yılın en önemli dış politika konferanslarından sayılan EDAM toplantısı için Bodrum’dayım.Sinan Ülgen başkanlığındaki bu think-tank, ufak ölçekli olmasına rağmen yıllardır dış politikada son derece ufuk açıcı işler yapıyor. Bodrum toplantısı bunlardan sadece bir tanesi. 
Laf olsun torba dolsun misali değil; gerçekten Ortadoğu nereye gidiyor, Türkiye’nin Batı’yla ilişkileri ne aşamada, Avrupa’nın geleceği ne olacak gibi temel soruların masa etrafında tartışıldığı ciddi bir beyin fırtınasından söz ediyorum. 
Bu yılki katılımcılar arasında eski İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Raportörü Kati Piri, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, perde arkasında Oslo sürecinin en önemli isimlerinden ve eski Norveç Dışişleri BakanıEspen Barth Eide, AB’nin Genişlemeden ve Türkiye’den Sorumlu Direktörü Simon Mordue gibi isimler var. 
Buraya kadar iştahınızı kabarttıysam ne âlâ; zira bundan sonra hiçbir şey söylemeyeceğim. EDAM toplantıları, Chatham House kuralları çerçevesinde off-the-record. Kim ne dedi, neler konuşuluyor anlatamam yasak! 
Ama yine de ben genel ‘izlenimlerimi’ aktarabilirim. 
Dün öğrendiğim en önemli başlık, yaşanan her şeye rağmen Türkiye’nin AB macerasının bitmediği, hatta düşük de olsa hâlâ yıl sonu için “vize serbestisi”ihtimalinin olduğu yolunda. Detaya girmeyeceğim; ancak AB Komisyonu, Türkiye’ye serbest seyahat hakkı tanımaya pek istekli gözüküyor. Yeter ki Ankara’da ellerine dönüp Avrupa Parlamentosu’na sunabilecekleri bir şeyler versin. Temel talep, Terörle Mücadele Yasası’nın “gazeteci ve yazarların hapse girmeyeceği” bir şekilde değiştirilmesi. Ankara da bunu konuşmaya hazır. 
Anladığım şu; eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan isterse, gazetecilerin cezaevinde olmaması yolunda Terörle Mücadele Yasası’nda ufak bir değişiklikle vize serbestisi hâlâ mümkün... 
İkinci mesele, 2017’nin Avrupa’da seçim yılı oluşu ve bizzat Türkiye’yle ilişkiler konusunun Almanya, Fransa, Hollanda ve Avusturya’da ciddi bir gündem maddesi haline gelmiş olması. Bu yüzden vize işi olacaksa, bir an önce olması gerekiyor. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yaklaşan facia 06 Eylül 2018 | 19.994 Okunma Yalancı bahar mı ikinci bahar mı? 30 Ağustos 2018 | 13.716 Okunma Bu mu devlet aklı? 26 Ağustos 2018 | 15.966 Okunma Lale Devri bitti! 23 Ağustos 2018 | 14.784 Okunma Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter 19 Ağustos 2018 | 10.293 Okunma