ABD Başkanı Donald Trump’ın
Ortadoğu gezisini izleyebildiniz mi? Yeni ABD Başkanı, ilk dış
gezisini geçen hafta Suudi Arabistan’a yaptı. Sembolizmle yüklü,
tam da medyatik başkana yakışan bir yüzeysellikle dolu bir
programdı...
Eğer benim gibi dünyanın gidişatı, Türkiye’nin
durumu, Ortadoğu’nun geleceğiyle ilgili kaygılar taşıyan
biriyseniz, Trump’ın Riyad seferi sonrasında karamsarlığınız beş
kat artmış olmalı.
Alenen İslamofobik bir dalgayla iktidara gelen
Trump, iş Suudi rejimine gelince, yelkenleri indirdi. Sanırım
savunma ihalelerinin insan bünyesinde böyle rahatlatıcı bir etkisi
var. Daha birkaç ay önce utanç verici bir
“Müslümanyasağı”nı yürürlüğe koyan Trump, bir
yanda Mısır’ın darbeci lideri, diğer yanda Suudi Kralı
Selman’la sempatik fotoğraf kareleri çektirdi,
milyarlarca dolarlık silah anlaşmaları imzaladı, hatta üşenmedi
kılıç dansı bile yaptı. Bu kılıç dansı ne menem bir şeydir
bilmiyorduk; Trump sayesinde görgümüz arttı. Eline kılıç alıp
“dişdaşa” denilen geleneksel Suudi entarisini giymiş
adamlar arasında arz-ı endam eyledi.
İşin teatral boyutu beni çok ilgilendirmiyor
olsa da, koskoca ABD Başkanı’nın sembol yüklü gezisinin bir
televizyon eğlence programına (‘reality show’) dönüşmüş
olması, tuhaftı.
Gelelim içeriğe. Geçen yazımda, içinde
olduğumuz global atmosferin, adeta 90’lardan beri hüküm süren
“liberal demokratik düzenin” rövanşı haline
dönüştüğünü yazmıştım. Dünyanın her yerinde pıtrak gibi otoriter
rejimler biterken, “liberal demokrasi” can çekişiyor. ABD
Soğuk Savaş sonrası kurulan “liberal düzenin”
itici gücü olmaktan çıktı; Türkiye gibi ülkeler üzerinde reform ve
demokrasi baskısı kalmadı. Yepyeni bir düstur var
karşımızda.